kulaktaki sesbir su damlası kadar berrak zaman göçmen kuşlar geçiyor perdelerimden kanatların soluğuyla sürükleniyor ova ve yüzüme aks ediyor tarlanın dumanı arkasına dönen ateşten dağda yıldızların ekildiği gök mavisi hendekten başım yuvarlanıyor dalların etrafını dolanan kollarla havayı kirleten kalabalığın şaşırtmacasıyla bitiyor şarkı toprak ve ağaçların sohbeti arasında oyunun durmadan yeniden başladığı yılların yüze vurduğu unutulduğu zaman ertesi günün oyunlarıyla alay edildiğinde uyanıyorum ve bizi çağıran dünya pencerelerinin altında tutmaya çalışıyorum ağzımdan bir bir çıkan sözcükleri |