Son Nefesin, Sen Çığlıkları..
Bu gece kalem sırra dokundu,
Yalnız insanlar sokağında. Şarampolde takla atan, Faili meçhul kelimelerle doldu boğazım. Gözyaşlarımdan oluşma, Bir kadeh rakı ısmarladım dudaklarıma. Dilimde sana gebe kalmış sözcükler uyuşmuş, Üşüyen kalbime saplanıyor bir bir. Kendime kapalı gişeyim bu günler, Ölüm tehlikesi yazıyor alnımda. Bu yüzden uzak dur kalbimden, Seversen ölürüm. Daha ilk aşkla yerle bir oldum, Cehennemle doldu yüreğim. Ateş düştüğü yeri yaktı kadınım… Zaman kanattı beni, Bir bıçak gibi sapladı yokluğunu bedenime. Damarlarımdan akan taze sıcakkan, Çabuk soğutmadı bendimi. Değme ölümlere taş çıkarttı gelmeyişin, Oysa ben gözlerinden bir damla sızmak istemiştim. Şimdi yeni bir aşka kadar, Kimliğimle ıssızım senin diyarında kadınım… Ölü nefesler döşüyorum nefes boruma, Sustuğum kelimelerle doyuruyorum açlığımı. Ellerimde senden imzalı bir mürekkep reçete, Yokluğunun bulunmaz ilaçlarını yazıyor yalnızlığıma. Senin nasıl gelmeyeceğini anlatıyor… Gardına sığınarak ölmeyi bekleyen bir savaşçı gibiyim, Ya vur gidişini kalbime kes soluğumu; Ya da gel ver nefesini ömrüme… Sen gitmeyi seçtin kadınım, Ki gelsen de ölecektim zaten. Ben sende sevgisizliği sevdim, İyi oldu gelmediğin… Gün gelecek benden esirgediğin; O bir nefese muhtaç kalacaksın, Ve son nefesimi verirken kadınım, Bir ölünün ’sen’ çığlıklarını duyacaksın. Alican Yıldırım / Son Nefesin Sen Çığlıkları 31.12.2011 |
saygı ve selamlarımla