Rint
Rint
süt mü mısır mı diye sordum ayrıntılara çok takılıyorsun dedin gün aşırı hızlanmıştı ellerim tanrıydı o vakit tutmaya ürkendin tiyatrocular her akşam bana gelir bende tokuşturulur bütün duble rakılar şükranlar tebliğ edilir her sabah ayıkırlar komodinin üstündeki mektup bağırmaya başladı hayat, pis, kokuşmuş, ve hain artıklar ama ya da belki mi diye sordum keşkelere çok güveniyorsun dedin fransa’da bir matmazel’in göğsünde cıyaklayan bir kuş tüyü olmak istedim her an uçmaya hazır, küçücük bir nefesle bile eskitilmiş ayna’nın kükremesinde dekorun önemi yoktur önsevişmede bilirim yağmur bir kadın için çok şaklabanlık yapar cin mi in mi diye sordum attilâ ilhan çok okuyorsun dedin bacaklarını ikiye ayırasım geldi gölün göğden zor tutmuş kendini uçurtmalar gözüktü gözüm takılı kaldı bir busede tutuşan bir kibritle perde nasıl yaşlanıyorsa bir gün koskaca evde sen gidince öyle çöktüm kül, toz, günah, ve nerede kış mı yaz mı diye sordum ne önemi var ki gençliğin dedin şiir ve sen çok güzeldin hani acemice bir tur döndüm etrafında kara lekeli bozuk paralar gibi bir şans üzeri çarptım sana kedilerin büklüm dillerinde bir mısra taptâzecik gelin bu şiir elbet bitecekti, bitince sevişecektik sevişecektik sevişecektik kendini denize bıraktın bıraktın be güzelim! Payanda |
yüreğinizin sesi
sağlıcakla