Mor Dâvet
Mor Dâvet
bir ölünün kanla karıştığı yerdeyim hayatım bitmiş, adımlıyorum yağmur suyu biriken kaldırımları. cesaretli intiharlar komitesinde ben çalıyorum davulu. güneşin battığı denizde fokurdayan bir ses yarım kalan şarapların yanında duran fotoğraf albümü. eskimeyen anılara gömdüm çürük umudumu. topraktan çıkan ne varsa cennete saklayın şiirlerimi alnınıza dayayıp diz çökün damarlarınızda geçen adımı doğramayın jilet, çocuklara verilecek en güzel hediye olsun. sürtünen iki bulutun çığlığında kumru kuşlar var. dualar var çatlak ellerde duran hırpalanan, yorulan, vurulan kimlikler var senden bana kalan, benim olmayan sıcaktan bunalıp okyanusa koşan balık gibi gözlerinde incinmiş bir sûretle bakıyorum aynalara. boşluktayım sonbaharı içine çekmiş ben sürüyorum o kokuyu. bir ölünün ölüye sorduğu yanıtsız soruda "Kahvaltıya geliyor musunuz yarın?" diye dâvet ettiği yerdeyim çünkü! Payanda |