Elvan Eflatun
Elvan Eflatun
ellerini ağzımda ıslat nasılsa çilesi olur hayatın bir gömleğe çarpan yağmur sesiyle giderken bacaklarını hızlandıran güzel bir meltem seni ona kavuşturacaktır, tirioni’nin yerini söylersem. layemut dedim anlaşılmadım, karmaşık sayılardan yüzüne vuran bir sayı tuttun bıçaklarda annemin mumyalanmış gözleriyle bakmam bundandır ezbere aldığım tanrı rollerini aşka harcadım ya eflatun kulluktan çıkmış bir sakız gibi sokağa fırlatıldım bu da hesaptandır merak etme yokluğumu gölgem öder aynalar da biraz kendinden korkmaktır çekilir ay ışığında hüzünlü bir kayık oradan uzaklaşacaksındır artık kedisine şarap içiren bir ölümdür bakışların bütün güzel yolların ağzı bu yüzden kokar unutmak, bir ömrü bir kıyıda hunharca çiteleyerek yıkamaktır ellerini ağzımda ıslat eflatun nasılsa kelebeklere kuru dokunulmaz böyle bildin çocukluğundan beri misketler yerine yalanlar yuvarladın bütün deliklere ve dünya’ya da inanmadın yıldızların sönük dudaklarına da bir kez olsun sevişmedin ya günah insana son duraktandır çekil, seni ezen bir ağustos böceği ruhunu da sararken sokulduğun tek şey haplar olacaktır ve tanrı diye bahsettiğin bir kadınsa şayet iman, haktan olacaktır elbet seni soracaklar bir gece yarısı hiç geometriden sohbet etmeden ve rüzgârı parmağıyla hesaba katanlar tuhaf esintilerde şakır şakır bulutlara inat ağlayacaktır ki sen bunu bilmelisin bilirsin de sevişirken zar tutulmaz ıslatılmış ellerin elbet boynumda sonsuzlaşacaktır! Eflatun, hayat bacak bacak üstüne atma becerisi değil bazen gülün dikenli kıçında şiirler yazmaktır! Payanda |
Şiir tam anlamak için iki üç defa okumak gerekiyor
Felsefi açıdan çok zengin
Her kesin bir takıntısı var bu şairimizin takıntısı da "tanrı"
ama olsun varsın her şiirinde tanrı olsun ne çıkar
Kutluyorum