ahmet'e teessüfler
Ne zamandır şişirmedim kafanı ahmet
Senin de sesin çıkmadı gerçi belli ki memnundun halinden -di’li geçmiş zaman kipi kullanıyorum dikkat et- Diyorum ki bu kadar huzur yeter Bana bugünümü resmet! Yani Ahmet! Resim yap demedim köpürme hemen Ressamlık kim sen kim…desem, alınacaksın Affet! Doktorculuk oynamak hoşuna gidiyordu hani! Koltuğu kaldırmışsın odadan oysa ben terapiye gelmiştim. Hadi birkaç yastık at yere bi’ zahmet. Biliyor musun Ahmet, kafiye takıntım oluştu görüşmeyeli Mesela sonu rahmetle biten bir cümle kurmamak için zor tutuyorum kendimi Bir de abuk subuk rüyalar peydahlandı uykuma Her gece bilim kurgu filmleri çekiyorum Tablet okumalar, şifre çözmeler, bilmediğim dilde konuşmalar … Uyanınca anımsamak için çaba harcamaktan tüm enerjimi tüketip Yorgun düşüyorum. Dedim ki az önce benimkine: Bahar yorgunluğu mu bu, elim ayağım kalkmıyor… Dedi ki: Ben zımba gibiyim! Yani Ahmet, sence de normal mi bunlar? Hani gezegenlerin güneşle , dünyayla açısı zırvaları falan gerçek olabilir mi? -öyle bakmasana gözüme, ben astrologların yalancısıyım Aklımda kalan cümlelerle- Hiç yardımcı olmuyorsun Ahmet! Bari birkaç hımm! falan de de Dinlemediğin anlaşılmasın! Kandırmaya bile gerek duymuyorsun ya Kırıldım Ahmet! Zaten romatizmal ağrılardan muzdaripti bu beden kaç gündür … Eksik olma Ahmet! Yastıklar da hiç rahat değildi bu arada Bari bi’ aspirin ver gitmeden, hayrına! Hoşça kal Ahmet! |