Özürlü şiirlerzamanında adem ile havva kana kana içip aşk şarabını bize de bırakmışlar fıçının dibinde kalan tortuları yıllandıkça keskinleşen aşkın zehri acıttıkça artan her gönülde yara kapkara bir mühür bırakan gök ana da içmiş bu akşam nara atıyor yukarıdan birazdan başlar ağlamaya gel ana gel sende katıl bana söylenme öyle ardından çatarak kaşlarını lambaların dökülen ağzımdan ne şarabı aşkın ne şurubu kızılcığın karanlık süzülürken yanağımdan dudağımdan akan kan dök damlaları üstüme dök yıldız kokan avuçlardan serinlet için için yanan avluları yayılıyor hüzün soktukça çomağını alnıma mıhlanan izler kırılan hayallerin sislerinden binip ayrılık gemisine birer birer ardından gittiler örtüyor günümün sabahını lanetli kadife çiçekleri yüz suyunu dökeli beri ölüm çıkmadı haykırışlar ör üstüme ör duvar öyle bir çığlık bozgunu ki kopan dinmeden derinde öyle ki hıçkırıklardı yıllarca yastıklarla boğulan bağışladım yamalı gözlerimi kasvetine kara gecenin toprağa gömdüğüm sadece avaz kopan bağrımdan işte ceset burada diri diri içimde dipsiz mezar açılan Blackless |
yasin tugrul tarafından 9/22/2009 9:54:22 PM zamanında düzenlenmiştir.