Tırnak içine aldım kararan hakikatleri Ve suskuma dokunan kelamları taradım ince uçlu fırçayla Gizlenen öznelere susma hakkım söylenedursun Mastar eki bulaştırdım günahsız sıfatlara...
Kırılası bir rüzgârın hayta terinde çirkin gerçekler seyirirken Sızladı buzul yalanlar yürek içremde Ah ki ne yeminler tattım yaratana yeminle...
Herkes payına düşeni yaşıyormuş sonsuza değin Zülfün siyahı düşünce ak’a Öfke gardırobunda giysiler şıklığıyla temaşa dursun Yapışmaz tenime bilirim Başkaldırmam naçar da değilim Hâşâ küfrü bilmez leblerim gıybet etmez kumaşa Yalansız bakışların dikensi çıkmazında Yüz sürülmemiş adreslere es geçti adımlarım Sabah seherlerinin kıblesinde çehreme dualar sürdüm Değmedi izanı mutlak kederim bir avuç yobazlığa Düştüm de el verdim kaygılara ayaklandım yoluma...
Gül yüze nakşedilen iki çift demdir tebessüme ah eden Uzanan ellere bir el dokunmuşsa gözyaşı vaatsizliğinde Yollarına bakar boyun burkan yıkılası inançlar Mükellef bir oruç sofrası gibi batıla hevesli mezeler diziledursun Azrail’e yeminle mırıldanmadan ezginin acılı tınısını Kararlı bir bakışa meyledip Edip tutanaklara imza düşecek dilimin mürekkebi...
Öykünün gözleri hep naçar Milyon kez bilinirdi oysa Kirpiği aralarsan masallar kaçar Söylenen kendirleşmiş sözlerin Güneşe tutkusunu bilirdi herkes Huzmesinde güfteler gam ağlardı yağan çiğ’e hürmeten....
Sükûtum serzenişte Ne öyle devrik tümceler sevdim Ne de mercan mavi kaydırağından denize düşen yakamoz seferlerinden nasiplendim. Vuslat/sızım bir tek söz düşer uzamayan ömrüme Güller söküldü mutsuzluğun sesinden Salalar döküldü akıl emrinden İki yakası kıyıya uzak diye adaların martıları hüzne gark bugünlerde Şüheda badedir yâd eylenen yürekte Ah ile kandil tutar sadakta mahur beste Değmesin yutağıma bir duru zehrin demi Bana beni gösteren aynalar neredeler...
Ateşe süreceğim şimdi ahkâm kesen ilmimi Toprağa yeminle ellerini bağlayacağım kelamların Bir daha, bir daha kahra dava yazmasın kalem Bir daha selim cümle kurmasın heva Bir daha uzaklaşmasın nereye nasıl gittiğini bilmeden rüya Beni bana bulaştırmasın aklaşmasın süveyda...
Sevap işleyeceğim beklide Kendimle hasım cümlelere ilişip Endamına yeminle türkülerin Gidenlere ağıtlar yakmayacağım Ak düşürmeden saçlarına baharın Uykuya kâbus bulaştırmadan Kendime kendimi dağ edeceğim Beyaz karanlığa yeminle Nevrime sükût giydireceğim Zul gelen hakikatle...
Not: Zamana tercüman kelam ve fıtrata aşina, hüzne galebe şiir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ahkâm şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ahkâm şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Son olsun bu son.Kahır demli dizeler.Ah sevgili Hazal Hanım, Ne desem bilemiyorum bu şiir için.Dupduru öyle geldiği gibi ama olgunlaşmış artık mevsimidir , dalından düşsün der gibi duygu ve düşünceler.Kaleminiz baki olsun inşallah.Sizi okumak kesinlikle ayrıcalık.Yüreğinizi ve şiirinizi ; şiirinizde talep ettiğiniz,ant verdiğiniz istediğiniz tüm güzelliklerin tez vakitte doğması dileğiyle kutluyorum.Her dem sevgi ve saygılarımla.
Biz sımsıkı kapayalım gözlerimizi ve aralanmasın kirpiklerimiz. Ki kaçmasın masallar içimizden.
İçinde oluruz belki de biz.