KÜTLEbir varmış ve bu var olacakmış diyor hayat yıllardır tabanını kara sulara yalatan eskimiş ayaklarıma karşı bu gün yeni sandığın kafamın içinde dolanan dünlerin biriken akıldışı esrarı doldu sayfaları varlığımla yazdığım defterin geldiğinde okuma anı seçemedim el yazımı bir kaç sararan sayfa ve solgun yazıydı takılan gözüme battı en çok da zamanda küf kokanlar haliyle acıyor can ortaya çıktıkça bu ziyan uymuyorsa küçük ayaklarım bu kapının açtığı yola ne azalıyordu yollar ne de tükeniyordu onlar belki az uzundu yaşadığımdan yada kısa boyumdan ama ben vurmaya çalıştıkça kement yollara zamanda bıkmadı benimle dalaşmaktan dilden dökülen birkaç renkli kelime yetmiyordu doldurmaya damarlarını kalbin oysa ne çok kilitlemişti ağzını söylerken aşkını ve tıkamıştı kulaklar kendini sözlerine sevginin ısıttıkça nedamet güneşi mevsimlerimi tutacağa dönüştü yanık ellerim patikaya çıktıkça dümdüz yollar sırlıyordu beni durmadan bir zamanlar içime gömdüğüm duvar ha.. diyince altın rengine çalıp kollarını açmıyordu bulanık gökyüzü nereye yağacaktı göğsümü sıkıştıran kıpkızıl bulutun yağmurları dediler öğrenmenin yok yaşı değmez hiçbir şey katran karası göğün altına mahkum etmeye kendini geçitsiz kapı eşiğinden döner geri yavru kedi burnunu çekerek de olsa minnet etmez beton yığınına bu saatten sonra olamayacağına göre inşaatçı çevirmelisin ters tarafa değirmenin taşını elbet irice de olsa bir apaz un çıkar yoğrulur yeniden hamurun’’da yine yanlışmış öğrendiğim değiştirmediğim sürece içini her yere geliyormuş benimle bu bedenin üstündeki kütle Blackless |
çok güzel ve sürükleyici
ilk şiir ve ilk yorum
sevgilerimle