Yar'a
"insan olup yaralanmak yerine,
yara olup dudağında çıkmak isterdim elbette.." yine asılmış hayallerimiz, umudun bir mandal olup tuttuğu an onları.. ip, elbette saçların ve tutunmaya çalışıyoruz canını yakmadan.. bu kolay şey değil. hatta zor ama nasıl zor; attığın tek bir zarın yedi gelmesi, görmeyen bir göze kırmızıyı anlatmak, kısaca; "senin bana, dönmen kadar.." yuvarlak bir odada, köşeye sıkışmış gibi ruhumuz. zihnimizde deliği ve kulaklarımızda vızıltısı matkabın.. anılarımızın yazıldığı defter ve gözlerimiz.. iki şey de, kapanmak bilmiyor.. kapanmayan her açığımızdan, dolduruluyoruz birbirimize karşı.. Nemrut’un kulağına giren sivrisinek gibi seninle, geçmişimiz. ikisi de, beyinleri önce kemirip, sonra öldürüyor.. "sonra," ihtimallerin ihtilallere dönüştüğü bir anda, güç dengelerinin alt üst olduğu politik olaylarda, annelerin çocuklarını sevmediği bir günde, kız ve erkek çocukların diri diri gömüldüğü o saatlerde, hiçbir şeyi umursamıyorum... çünkü dediğim gibi, her şey, senden "sonra..." henüz bizi ısıtacak şey, ölüm anındaki verilen son nefesler değil.. "artık dön, ben toprak olmak için yalvarmadan ve üzerime serilen şey cesedin olmadan.." Onur Budak |