12
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1625
Okunma

tanışmalıyız ölüm
ne çok uzak
ne çok yakın kıyılarına yaşamın
düşmezken son nefes
ölüm tuttu dilimi
kıvrıldım bir köşesine canımın
şimdi güneşin gölgesinde
üşüyor dudaklarım
susuyorum mecburen
bir avuç kemik sızlıyordu
dokununca merhamet iliklerime kan
korktum
toparlandım usulca kendimden
mahzun bir dağınıklık süzülüyordu göğsüme
ahde veda
kuşların kanatları kırılınca birden
uçmak kimin haddi bu an
bahar kırığı bir yağmur olsun istedim
okyanus kırağı çıldırmış içim
gözleri kapanınca penceremde yaşamın
biraz daha göz yaşı dökmeliydim
biraz daha aşk dedim
biraz daha kuş gözledim uçurmak için
düşerken ecel teri göz çukurlarına gökkuşağımın
biraz daha mühlet dile(meliy)dim
daha çok ağla(malıy)dım
gün ertesi sancılar dökülmezden bir önce
ipine un sürülmeliydi hayatın
vedalaşmak için yüreğim
toparlan bir daha dedim
çıldırmıştım
pamuk ipliği denilen o naif sır
büklüm büklüm büyümüş boğaz düğümlerimde çılgın
bir sandık içinde yasaklı can
ürkek ümidim
kapalı bir koyu hazan
çırpınır kuyuya düşünce ecel
çoşar suskun sel
ve ey kudurmuş olan gürbüz çöl
ve ey kurumuş dehşet göl
gözlerimden umut bekleme artık
ben istemeden bir daha beni
sen gizlice ben de öl
...
MHD
5.0
100% (17)