Ra/BŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şeytan bile inanır Allaha inkâr ettiği kadar
Hakiki imanı elde eden insan kâinata meydan okur..! Bediüzzaman Ayça ırmaklarda su içen ceylanlar okur ölüm kitabın(m)ı Ey Vedud olan Zamanın saçlarına bağlayıp ak yeleli bir kısrağın gücünü Haz geçsem romatizması azmış küs bahar ömrümün dizlerinden Gözlerine azizler bağışladığım adamın kokusuna bulanıp Yığılsam parmak uçlarımı yalayan toprağın omuzlarına Diyorum yansam haşyet büyüten sancılarımda bu an Heykelimi diker misin rengi kaçmış güzlerine Ey matem! Ben yurdundan sürgün yalın çıplak bir denizkızı Tebessüm kokan umutlarımı kim yaktı benim Gamzelerim yaşam diye uçarken yüzümün cennetinde Ve yüceldikçe aşk içtiğim adamın kutsal gülüşlerinde Ah Kim yok etti mavilerimi şair Kim şiir göklerde şimdi söyleyin Kör nisyanlar düşerken titreyen rüzgârıma Dağılsam önce azgın bir veda gibi Toplasam sonra aklımda unu fak olmuş denklemsiz düşlerimi Dağlardan kopan nehirlerin isyanını yıkasa dudağım Tahtı viran bir sultan gibi solgun O telaşlarda Aklı yüce bir deli gibi azgın Bu zindanlarda Yedi yeminle uyanıp Ahmed”i rüyalarımdan Kapsam sinemde bu çılgın aşkı o ulu emirden Özge can ipine bağlar mısın beni o vakit vefam Karanlıklarımı güneşe kapatıp dar olan bir akşam Günah sürüsü kuşlarımı Sirse’nin adasında boğazlasam Çeksem gölgemi yerlerden endamıma bir çalım atıp Ki iman ve inkâr nasılda muzdarip Çaresizlik dedikleri şey bu Ne garip Dengesiz bir cezayı gözleyip imayit”in yüzünde Narsist bir güncenin içine hapsetsem özgürlüğümü Bir ölünün gölgesinde titrerken gelincik kokan ellerim Ve soyumu çalarken toprağımdan müstekbir o zulüm Babasızdım Korunmasızdım Şimdi hepten anasız kaldım Diyorum Kavmimize yüz çevirip gidelim buralardan Kethüda Nirvana”da savrulalım isyanla Ah anla Topyekûn yalnızlığım Hep yakin bir yalnızım Beni bir terazide arama Küllerimi yaktığım bir gece uyanacağım Umut bu Kethüda Arzu bu anla Ah diyorum Toplan(s)ın üstüme şekilsiz kalmış bütün insanlık Yığılsın m a h ş e r d e b ö l ü k b ö l ü k Savrulsun a t e ş t e ı r k ı r k Yüzünü çizmeyeceğim kızıl yeleli şövalyenin gözlerine artık Şehvetine diz kırdığım şeytanların hümanist düşlerini Siliyorum bir koca geçmişi diyorum Adına aşk kustuğum adamı da Dilimde ekşiyen ayyaş Sezar’ı da Reddediyorum tüm tarihin gücünü anlamıyorsun İnanmayacağım peri bacalarında uyanan kuşların da Yarına yeni bir sabah taşıyacağına Ki yaşam renklerimi aradıkça ömrün el aman çizgilerinde Parça pörçük zaman büyüyor geçmişimin kurtlanmış kanatlarında Bana değme Kethüda Değme kanayan vedalarıma Bırak kaynasın bu arya Ah beni aşkla avutma Güneşi hiç sevmedik Aşka hiç ısınmadık Ve bizler yaşayan ölmdük Söyle yapmacık ağlamasınlar can verişime söyle Perçemime ilişen un ufak olmuş dağlarım(d)a Ölü kitabım okunurken ateşler dolusu üstüme Kim anlar canımda harlanan atların nal seansını Ve aklımda yuvarlanan yıldızların tanrıya küstüğünü Boşandım bu zelil geçmişin nazenin zevkinden Alnımın ortasına yeni bir aşk gölgesi daha değmeden Hergele bir düzenden sürülüp başköşe olan tanrılarınızda Tarihin boynuzlarında süngü taşıyan medeni kurallarınızı da alın hemen Defolun yedi kat cehennemin en yedi kat olan dibine Ve unutmadan Öldürdüğüm şahı da alın sırtınıza giderken Yollara düşsün tabanı faşist tüm süvariler Gerçek budur anlayın Ulu Rab şahit desem de Postalları yutarken bir karıncayı o vahşi gücün İnsan değerinden kim anlar burada Ya nasip diyerek yola çıkmayı hızırla Yesrib yüzünü göstermez azmışa Bırak artık Kethüda Bana masal anlatma Büyürken özgürce “RA” yüzlü leş parçası münafıklar ABD ülke”mi yıkardı SSB yak ar”dı Derileri soyardı sonra kızıl benizli yamyamlar Ağızları şarap rengi ölüm kokardı Kırmızı gözlü taylar içerdi Kirke”nin üşüyen gözlerini Çıldırmıştı aklı sivri Lacenaire öldürmek kanun gibi Onaylamıştı bu cinneti çılgın Dostoyevski Neden susardık biz bu katliama söyle Orman kanunlarından doğan azılı medeniyet Bir hayvanın adaleti kadar yapmadı gördün ya işte Afrika’da ç/öl gözlü kızlar akbabanın midesine inerken Dünya tok bir cellâttı neden Aslan dahi yavrusunu yutmazdı oysa hayret De bana nedir bu gücü yücelten esaret Sus Kethüda Kabul görmez şimdi hiçbir mazeret İnliyorken amansız her gün Mezopotamya Ve ellerini salmışsa iki yanına Asya Avrupa Yâda susma Anlat bana Bu nasıl devasız bir illet Açıkla Kime yalvarsın bu garip külfet kime Yağmurlar dahi düşmezken yerde çürüyen inançsız yüze Kovun tantal sürüsü canavarları içinizden adamca Yutacak tanrıcığınız sizi yoksa Penelop sokağında sevinçle Üfleyin abdestsiz okuduğunuz ezanların yüzüne Kalbinizi yutan felsefenizi de doldurun dibi delik ceplerinize Toplayın tüm münadileri bu şenlik yerine Ellerinizi vurup sineye isyan bayrağını açın yine Dikilsin Şahı Süleyman heybeti göklere birden Kutlu Mabedi yıkın alnınıza çarpan kirli yalanda bu dem Sonra ölümün midesine oturtun inancımı yüce törenle Dünya denilen şirreti kusacağım o narin avuçlarınıza Ağlayacak melekler var bu tarihe ardımca Kabul edin Şahittir insanlık ve tarih Görün Ayandır kavli yüce bir tanık desem de Çocuklar her yeni gün yeniden kanadıkça kandırılıp Ve insan hakkı bilmeden yılan gibi sokulup Kapitalist kan suyu içip Çatlamayana dek doyunca sömürüp Üstüne birde helaldir imzası atıp Utanmadığı an bu halinden insanlık Kollarım bir makas gibi kesecek adınızı bilin Ve üzerime dökülen o iğrenç kahkahalarınızı da alıp Şehvetle u/yanan tatminkârlığınıza katın Yutacak ezeli adalet gözlerinizi acayip Haliniz ne yaman bir maşrık Söyle Kethüda Ben sevmekten çok zamandır haz geçtim Sevilmek tende öyle Yağız bir beşerin sızlatan teninde Şimdi dinle Kalbimi saatsiz bir nöbet demi söksün gümüş renkli o kuşlar İkrarımı ebabil kanatlarında sa/vursunlar Kirpiklerime oturmuş tanrıçayı da al rüyalarımdan Ve unutma Ellerimde doğacak kıyamet sonrasına değmesin istiyorum yüzüm Güzelliğim kurtarmayacak canımı bilirim Başımı güneşe değdirmeyin diyorum Bırak toprağın dudağına düşsün bu kara gün Bedenim bırak çürüsün Çürümeyecek olsa da ruhum Gözlerimi bedelsiz bir cezaya sürüp Üstümde bedelli ateşler söndürün Ah günahım ben günah Ah bu ne korkunç bir dem ölemiyorum Bakışları büzülmüş bir ecelin yüzünde Ağlarken aşk-sız-ı-sı nar-in dillerim Topla kirli sularımı ulaşmasın tufana sesim İnsanım Nankörüm Nuh’a ihanet edeceğim İhanetim kethüda ben İlan et Ah bu ne zillet çözemiyorum Yezit yüzlü şeytanları toplayıp şahadet parmağımla Yol alan gemimi batıracağım tan yeri ağarınca Sonra dönüp maskesi kedi burunlu yüzlere çıldırmışçasına Sözleşme yapacağım Budist olan bütün cinlerle Romanın hain tanrılarını çağıracağım içime Kanını sağacak incir bahçelerine Zeus İnkârımı toplayıp meyve çekirdeklerinin içinden Tövbemi kusacağım annemin rahmindeki o yurda hemen Zeytin karası bir yeminle seveceğim ben yine Kilise çanlarını gömüp Hane”nin sinesine Aşk dileneceğim göğüs uçlarımda ağlayan kutlu Meryem’e Papazları asacağım ayinlerin kirli sesinde Bayram edecek Sodam ve Gomero o demde Ruhunu sallayacağım tüm ölülerin sonra Uyurken sorgu meleklerim Babil”in ensesinde Ben Kudüs”ün şakağına çakacağım ırkımı güzelce Derime dört kutsal emri kazıyıp dört büyük tövbe hakkına Affedeceğim tüm insanlığı Mesih”çe Size yeminle İsa ve çarmıhta bir dua Ağlayacak bana o an Ağlayacak sabırla Olguya sığmayan tarihin elinde b/üzülmüşse bedenim Ve iman tahtamda çürümüşse bir meleğin gözleri Sormayın bana bilmediğim tarihi Annemi hiç tanımadım sayın Bilenlerden de değildim Yerim hiç olmadı anlayın Ondan ki hepinizi kendimle öldüreceğim Sahipsiz öleceksiniz Ölün ki göre(cek)siniz Yazdığı en son günahı mı toplayıp dilimin ucuna Aklansam yerine varmamış ruhumdan diyorum Zümrüdü Anka dikerken ateşe b/akan göklerde aşk sarayını Kanatlarını budar mısın atımın ey Yüce Rabbim Hutame”ye değmesin sızlayan can kırıklarım Kemiğime et bürünmesin korkuyorum U/yanmayayım huzurda diliyorum Ah telaş bu Kethüda Bu nasıl bir mağrip anlamıyorum Hayat Böyle Z/âlim bir bıçakla doğrarken günahkâr ellerimi Söyle Ben nasıl bulurum denizimde boğduğum şekilsiz resmimi Boynumu vurdursam katran dağıtan cellâtlara Yaksam diri diri alevsiz yanan şahadetimi Söksem içimden o adamın günahkâr ismini Ne çıkar bundan ki Nasıl dayanırım bu ağır yükle Yeni bir hayatı yüklenip sırtıma Sina”nın çatladığı o yola çıkmaya Yanmaya gücüm yok Kethüda Çeşmelerim kavruk Çöllerim dağınık Dur artık burada Aşkı gözlerime taşıma Ey cennetimi ç/alan fail Yahşi dudaklarını çek artık tenimden Ve bil ki Vahşi dudaklarım öylesi sevişken Ateşte sevemiyorum ben ... MHD |
Ah sevgili şairem...
Ne yazdın, nasıl yazdın sen?
Harikaydın ve ben tekrar biriciğime tekrar minnettar oldum bir kez daha...
Tebrikler, sevgimle... :)