BÜYÜME ÇOCUK
daha dün
kavun karpuz taşıyan at arabalarının ve yolcu taşıyan faytonların peşlerinden koşturan çocuk söyle..! ne zaman büyüdün? kaymaklı satardın ara sokaklarında şehrin simit satardın soğuk su satardın maçlarda sabahın mahmurluğu üzerindeydi hep alınteriyle kazandıklarına çocukluk uykularını da katardın pantolonun ceketin tekti gömleğin gibi bu yüzden mi kirletmeye korkardın onları gözün gibi bakardın? mücadele `karakterin` olmuştu haksızlıklara direnmek `ilken` bu yüzdendi belki de `helal` kabul etmezdin hiç bir lokmayı `alınteri` dökmeden `tuttuğunu koparır`derlerdi senin için okul`da,iş`te meslek`te... ne varsa hepsini kopardın da bir tek alnına yazılan `yetimlik mührü`ne dokunamadın karlar yağmış saçlarına erkenden erken çökmüş omuzlarına dünya yıldızları söktürdüler sana göklerden ışıklarını bile bırakmadılar giderken olmaz böyle çocuk... uğraşma artık.! bu düzeni sende değiştiremezsin..! `böyle gelmiş,böyle gider diyorlar` sebebini bilemezsin uçurtmalar uçurt yine metruk bahçede dilsiz arkadaşlarına kulübeler yap kartondan akıllı ol.! uslu uslu otur kenarda..! Kara Vezir`in çanına ot tıkayan Pir Sultan olma.! peşlerinden koşturacak at arabalarıyla faytonlar kalmasa da artık şehirde yeni günlerin içinden mutlaka yeni kırbaçlar çıkacak mehtabı çek gecelerden üstüne odanı aydınlatsın uzun kış gecelerinde sana hikayeler anlatsın güneş tepelerden el verince sen yine ışıklarını doldur ceplerine geçmiş zamanlardaki gibi ısıtsınlar seni kış günlerinde ruhun bir yerlerde çocuk kalsın hep sakın büyüme.! |
sakın büyüme.!
Umarım hep kalır, güzeldi. saygılarımla,