YOKLUĞUNA ÜŞÜDÜM
Kırık Düşler Sokağından geçerken
Buzdağında mahpus Penguen ömrüm Buz kırıkları düşüyor içime Her ayrılık bir ölüm Her ölüm bir ayrılık yaşatır/ken Gerçeğe yürüyen yolda yalnızım Umudu, kendi ellerimle gömdüm Sonra Şafak gülüşünle ısındı gönlüm Zemheri ayazları doğrarken ellerimi Ustura sıcaklığında Cilveli bir kısrak edasıyla umarsız Hayata yürüdüm Gökkuşağının yedi rengini serdiler üzerime Tak’lar altından geçerken semazenler Ab-ı Hayat çeşmesinden içtik birlikte Maveraya göçtüm Bir hazan mevsiminde yine Çaresiz bıraktın ellerimi Buzdağlarına döndü yüreğim Yokluğuna üşüdüm |