medet
daha inmeden
kendi sırtını yakan dev yıldırımlar yazgısına düşünce gönül bahçesinin saçları çoktan dökülmüştü kaderimin tam da hasat zamanıydı aşk’a elde yok avuçta hiç durmayan bir sevgilinin kurtarılacak neyi kalmıştır günah sızan hayalinden başka yetim avucundan çıkan feryatlar gibi sesinin kıyısında kıyama doğrulur ne gitsin istersin ne.... kahretsin bir isim koyamazsın hitabından utanırsın da ey.../ dersin eyy... medet gözlerinin dibinde tuzlu masum kütleler gerçeğini inkar eden iki nehir ucu ucuna değmeyecek gibi yanağından dudağına nasıl da tatlı gelir yatağında boğarak sevdiğini git çocuk bir daha inanma aşk’a bağların bozguna uğramasın artık başka şehirlerin dolunayı göğsünde diz çöken her öpücük ateşi yükselmeden yüreğinin git yağmur ol metres tutsun seni deniz yüzüne düştüğün ilk damlada ilk fırtınasını bestelerken sana kanma git çöl ol mesela ıslık ol boş bir sokakta ne olursan ol ama sakın bir unutkan’a AŞK/olma |
Saygılar........