Dil kıyısına vuran bir şarkıdan çıkar bazen

Hüzün
Yavaş yavaş deli dalgalarla gelir monsieur!
Tıpkı az sonra çatlayacak
Deli atların yelesine tutunmuş gibi, sessiz
Ve nedeni kendinden unutkan
O fırtınanın kucağından atlayarak hemde

Sende gördüklerinin bir parçası olur
Sabah uyanışlarındaki yorgunluktur artık
Keyif çayının kekremsi tadı
Andıkça yüreğine batasıcanın adı
Unutan dostun dolan miadı olur

Sözlerini bir türlü hatırlayamadığın
O naif türkünün nakaratıdır
Tekrarlandıkca alevlenen melodisi
Sessizliği besteler ve söylenir saatlerce

Sigaranın filtresine yakın yerinde
Çöreklenir de
Yakıcı bir öpücük
Bir öpücük daha
Ciğerine ciğerine

Sende gördüğü ne varsa
Ve gördüğün ne varsa asıl
Bir parçasıdır artık

Hüzün yavaş yavaş deli dalgalarla gelir
Monsieur!
Tıpkı öldürülen o masum çocukların
Son bakışında kalan
Yelesi beyaz tay gibi

Tıpkı şu an alnımda çatırdayan ağrı gibi
Kızını toprağa vermek istemeyen
O filistinli babanın yanık bağrı gibi
Hala içinde merhamet olanlara
Yola çıkan çağrı gibi

Hüzün yavaş yavaş deli dalgalarla gelir
Monsieur!
Sanki
Evvel’den gelmişte ahir’e koşar gibi
İnceden inceye sızıp sabrından taşar gibi
Nikahına alıp seni mehirsiz boşar gibi

Sanki, sanki
Kurulup hayatına
Ömrünü yaşar gibi

Say ki ağrıyan yerin
Say ki dipsiz ve derin

Öyleyse
Bu gece cümle kapılarını açma vaktidir
Davetsiz misafirlere yavaş yavaş
Ağlayan tüm şiirlerin

Filiz Akan