sözcükleri araladım hiçbiri benden değildi kör yıldızlardı düşen göktaşları eski bir heybeden boşalıyorlardı yağmurun dövdüğü tozlu yollarda
su çiçekleri ekiyordum ayaza karşı dört duvar,dört açık pencere cereyanda vatan duymuyordu insan titrediğini dudaklarının dişlerinin birbirine çarptığını
her şey yolundaydı satılık yollarda,limanlarda, ırmaklarda yolundaydı yürünen yol gidilen yön
geniş geniş gülüyordu biri/leri geniş geniş konuşuyordu onundu medya onundu kelâm onundu kalem onundu din
taş olduğu yerde sözcüklerin taş olduğu yerde insanların taş kesildiği yerde vatanın
insanına fransız konuşuyordu bile isteye fransız bile isteye amerikan bile isteye vatansız
yakışmıyordu Atatürk’ün yanına bir poster olsa bile
sözcükleri araladım hiçbiri benden değildi kör yıldızlardı düşen göktaşları eski bir heybeden boşalıyorlardı yağmurun dövdüğü tozlu yollarda
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Göktaşları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Göktaşları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir olarak mükemmel bir şiir. Anlatılmak istenilen çok güzel ifade edilmiş. Şiir güçlü ve kuvvetli bir şiir hayranlıkla okudum.
Şiirin özüne gelince elbette oturup bir şiir çerçevesinde ülkemizin sorunlarını ve siyasetçileri tartışmak kısır bir çekişmeden öteye gitmez diye düşünüyorum. Çünkü konu üzerinde saatlerce , bel kide günlerce konuşulması gereken politik ve sosyolojik bir konudur... İşte ne güzel bir ülkenin başbakanını şiirle eleştirebiliyoruz ve bana göre de doğru olanı yapmaktayız demekki az da olsa bir demokrasi var ama yeterli mi? Bu tarışılır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başa gelen siyasi iktidarlar hep doğruları yapmış olsalardı Ülkemizin çok farklı bir yerde olacağı şüphesizdi... Her siyasi iktidar yandaşlarını palazlandırmış, korumuş kollamış ülke menfaatlerini değil parti ve yandaş menfaatlerini gözeterek siyasi arenadan terki diyar etmiş yerine gelen ise aynı icraatı devam ettirmiştir. Şimdi de olan biten bundan ibarettir. Ne zamanki halkımız gerçek manada bilinçlenir ve göreceli de olsa dürüst siyasetçileri seçer o zaman biraz daha umutlanabiliriz demokrasi ülkemize geldi / geliyor diye...Evet hakikaten bu iktiadrın eleştirilecek çok ama çok icraatları vardır. Tuttukları yol % 49 u yok saymak gibi, Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden ödünler vermek gibi, muhalefetin sesini kısmak gibi , basın,medya vb. çeşitli haber alma kaynaklarına baskı uygulamak gibi hatalı icraatları görmekteyiz ve görmeliyiz. Amma yiğidi öldür hakkını ver demiş atalarımız bu iktidarın hiç mi iyi bir şey yaptığı yok bu ülke için. Bence Hafıza_i beşer nisyan ile maluldür derler doğrudur hep kötüyü akılda tutup iyileri unutmak doğru olmaz...Ben ce bu iktidar da geçmişte ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar kadar ve göreceli başarılıdır ki, ülkemiz henüz yıkılmadı ve ayaktadır. Geçmişteki siyasiler ülkeyi doğru ve başarılı yönetselerdi şimdi iktidarda çok farklı bir çizgideki siyaseti görmek mümkün olabilirdi. Elbette başarı yıkılmayıp ayakta kalabilmek mi yoksa çağdaş uygarlık diye Ulu önderin gösterdiği hedefe güçlü ve emin adımlarla bağımsızlığımızdan ödün vermeden yürüyebilmek mi? Ülkemizin ilelebet payidar kalması ve buna paralel ülke insanımızın da refah toplumu olan bir toplumda yaşaması dileğimdir.
Çoğu düşüncelerinize katılıyorum. Geçmişte olduğu gibi şimdi de kısır tartışmalar oluyor. Bunları ben de onaylamıyorum.
Atatürk'ün yanına yakışmaya gelince elbette hiç biri yakışmıyor Atatürk'ün yanına. En yakışmayanı yazmak hakkım değil mi? Siz yakıştırabilirsiniz..
Parti içi demokrasinin olması gerek önce ve milletvekillerinin dokunulmazlık hakkının da kaldırılması gerek. Bu dokunulmazlık bana son derece traji komik geliyor. Millete istediğin kadar dokun, hapislere tık, biber gazları sık. Vekile dokunma.
Neyse uzatmayalım.. Halk elbette işbaşa düştüğünde, bilinçlendiğinde gerekeni öyle güzel yapar ki.. Daha önceleri de yaptığı gibi..
Değerli şair bir konuya daha değinmek geldi içimden paylaşmak istedim;
yakışmıyordu Atatürk’ün yanına bir poster olsa bile
dediğiniz dizelerde de eleştiriye açık bir görüş var. Madem demokrasi kör topal da olsa var ülkemizde nihayetinde bu halkın seçimidir, beğeniriz beğenmeyiz (ki ben bu tercihi beğenmeyenlerin safında olmakla birlikte) saygı duymak gerekmez mi? Başka türlü nasıl olacak? Bende o zaman soruyuorum size yine geçmişe dönük olarak geçmişteki liderlerden hangisi yakışırdı acaba icraatlarıyla Atatürk posterinin yanına ? Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz diyen Demirel mi?, yoksa son zamanlarında düştüğü oy kaygısıyla cemmate göz kırpan Hoca efendiye ılımlı yaklaşımlarıyla Ecevit mi? Böyle düşündüğümüzde hiç birini de yakıştıramamak gibi bir olasılık var. O nedenle elbette hataları korkmadan yazabilmeliyiz ve fikir bazında her türlü özgür düşünceye( ( kişilik haklarına bir saldırı olamdığı müddetçe) fırsat tanımalıyız korkulara kapılmadan sizin dediğiniz gibi. Ben beğenmesemde oy vermesemde T.C. başbakını kim olursa bu halkın tercihiyse Atatürk ün yanına yakışıyor demektir derim, aksi halde kendimizi halkımızı inkâr etmiş olmazmıyız? Sevmeyebiliriz, icraatlarını hatalı bulabiliriz, hatta belki nefret edebiliriz (ki bu nefreti hak eden unsrlar mecliste bir hayli var bana göre) ama demokrasiye demokratlar saygı duymazsa nasıl çıkarız bu işin içinden... selam ve saygı ile...
Yorumunuz güzeldi demişsiniz teşekkür ederim. Ama sizde iktidar gibi yazmışsınız dediğiniz görüşünüz doğru değil, yanılıyorsunuz. Çünkü ben geçmişteki hatalarla bu güne geldiğimizi anlatmaya çalıştım. Bu gün de aynı hatalar hatta katmerlisi de yapılıyor diyorum. Bir bakarmısınız televizyonlarda Erdoğan ile Kılıçdaroğlu atışmalarına ,çok sevdiğim rahmetli Bülent ECEVİT ile Süleyman Demirelin 70 li yıllarda yaptıkları atışmalardan hiç bir farkı yok hep aynı polemikler, mahalle kavgası edasyla sataşmalar, günü kurtarmalar... ve halkı uyutma halkı enayi yerine koyma anlayışının ürünü basit tartışmalar...tabiiki burada muhalefeti çok suçlamak doğru değil, karşıda öyle bir laf ustası ve polemikçi var ki Kılıçdaroğlu bu konuda çok hafif kalır. Ben her iki taraftan da daha seviyeli ve ülke yararlarını gözeten bir üslup beklerim. Ve samimi bir beklentim ve umudum da budur ki; acaba ben ölmeden bu ülkede kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir partinin çoğunlukla tek başına iktidara geldiğini görebilecekmiyim? heyhat...ki geldiğini varsaysam bile icraatı şimdiki iktidardan ne kadar farklı olacak? Halen ne bir dokunulmazlıklarla ilgili düzenleme var, ne bir seçim kanununda ve ne de parti tüzüklerinde bir dmeokratik yapı, demokratikleşme var... ilk olarak bunlardan başlamalılar ve partilerde lider sultasına son verebilecek adımlar atılmalıdır, aksi halde A olmuş B olmuş, C olmuş fazla değişen bir şeyler olmayacak düşüncesindeyim ...bunca yıllık seçmen oluşum ve vatandaşlık deneyimlerim bunu düşündürüyor. Yanılgılarım olabilir...
Ahh... nerdeyse unutuyordum, Güzel yurdumuzun ,Ülkemizin bir dokunuşluk canı da kalsa o bir dokunuşluk can dan nice dokuz canlar çıktığını tarih önünde yedi düvele ispat etmiş bir halkın bir geleneğin çocuklarıyız... iş o raddeye geldiğinde neler olacağını tahmin etmek zor değil...Umudumuz hep var olsun...
Yorumunuz güzeldi. haklı yönleri var. Siz de iktidar gibi yazmışsınız. Hep geçmişi öne sürerek, suçlayarak. Önümüze yapıp, yapmadıklarımıza bakmalıyız. İyi şeyler yapılmıştır ama ne tavizler vererek. Benim ülkem bağımsız olsun, hiç bir ülkenin köleliğini hak etmesin, ben aç ta kalırım açıkta. Önce başımız dik olmalı. Biz herkese değil, Atatürk zamanında olduğu gibi herkes bize koşmalı. El etek öpmek zorunda bırakılmamalıyız. Daha neler neler de kısa kesiyorum. Ben yazmak istediğimi yazabiliyor muyum o başka. Sözgelimi bu şiiri site hükümetten korkar da yayımlamaz diye korktum. İşte bu korku olmamalı benim ülkemde..
Ülkemiz "henüz"yıkılmadı ayakta diyorsunuz. Ülkemizin bir dokunuşluk canı canı kaldı. Yıkıldı da son görüntüler yaşanıyor.
Güzel dieklerinize gönülden katılıyorum.. İnşaallah..
Demokrasinin nimetleriyle iktidara sahip olanlar hiç şüphesiz tüm halkın beklentilerine cevap vermek zorundadırlar. Sosyal huzur ancak böyle bir anlayışla mümkündür. Bu ülkede kamu kurum ve kuruluşları bir yana dursun, özel kuruluşlar bile etkisinde kalıyor devrine münhasır esen o moda olmuş rüzgârların. Altı Şişhane, Üstü Tophane şenliğe takılır gözlerim çoğu zaman ve acı bir tebessüm ederim… Çok güzel bir dikkat çekme ve tepkiydi şiiriniz. Tebrik ediyor, gönül dolusu selam ve saygılarımı sunuyorum…
sözcükleri araladım hiçbiri benden değildi kör yıldızlardı düşen göktaşları eski bir heybeden boşalıyorlardı yağmurun dövdüğü tozlu yollarda
unutuyordu o baş/bakan kral öldü kral çıplak
İNSAN BAŞTA GERÇEKLERİ GÖREMİYOR.GÖZÜNDEN AT GÖZLÜKLERİNİ ÇIKARDIĞIN VAKİT HERŞEYİ,N FARKINA VARIYORSUN AMA İŞ İŞTEN GEÇİYOR.ÇOK GÜZEL,DEĞİŞİK BİR ŞİİRDİ.KUTLARIM.PUANIM TAM.YÜREĞİNE,EMEĞİNE SAĞLIK. SELAMLAR. KRALIN ÇIPLAK OLDUĞUNU FARKETTİĞİNM ZAMAN ZATEN GERÇEKLERİ GÖRÜYORSUN AMA.....
geniş geniş gülüyordu biri/leri geniş geniş konuşuyordu onundu medya onundu kelâm onundu kalem onundu din
eyvallah şairem eyvallah.. durum aynen dizelerde ki gibi.. söylemden ziyade eylem gerek bu gidişe dur demek.. ne anlamlıydı şiir yoruma gerek olmadan açıkca anlatılan.. kutlarım kalemi.. her daim saygılarımla...
Hanımefendi, demokrasilerde yöneticiler çoğunluk tarafından seçilir. Ancak , herkesin yöneticisi olurlar. Maalesef bu duyguyu biz asla hissedemiyoruz. Seçenin yöneticisi oldular, gayrısı hain !!! Tebrik ediyor saygılar sunuyorum.
insanına fransız konuşuyordu bile isteye fransız bile isteye amerikan bile isteye vatansız ........türkiyede, oluncami bøyle oluyor diyesim geldi...uzaga gitmemek gerek insan vataninidaki bir takim olaylari Avrupa insan haklarina sikayet ediyorsa...konusmayayim ben... devamli sil bastan oluyor, basa kim gelse duzen degissin, gelsin bakalim yandaslar vs vs vs...ben bu filmleri 30 senedir gøruyorum,,,insaAllah düzelir temenimbu canim ellerine yuregine saglik iyi geceler canim....
Canım Gülsen hanımcığım, bütün insanlarımızı ve ülkemizi düşünen milli bir hükümet çözebilir sorunlarımızı. O parti, ya da bu parti değil. Gücünü ülkede baştan sona hissedeceğimiz, güçlü bir hükümet. Yabancılar karşısında ezik, boyun büken değil..
Öncelikle Victor HUGO`nun siirle ilgili sözüne yer vermeni kutlarim. Siirin tanimi Victor Hugon`nun tanimiylada didaktik degil. Muhteva, Bicimden önemli...
yakışmıyordu Atatürk’ün yanına bir poster olsa bile
sözcükleri araladım hiçbiri benden değildi kör yıldızlardı düşen göktaşları eski bir heybeden boşalıyorlardı yağmurun dövdüğü tozlu yollarda
unutuyordu o baş/bakan kral öldü kral çıplak!
19. 4. 2011 / Nazik gülünay
varolon siyasi anlayisa , yerinde yüreklice parmak basmani tebrik ederim. Hani bilinen bir söz vardir; "Görünen köy, klavuz istemez" hersey bütün ciplakligiyla kamuoyunca, bilinmekte. Ülkemizin degerli aydinlari, zorluklarla bir cok konuyu zaman zaman aydinlatici fikirlerle acikliga kavustursalarda yeterli degil. Önemlilik arzeden durum halkin kendisidir. Ben ülkemizin, sag duyulu insanlarina inaniyor ve güveniyorum. Her ne kadar baski olursa olsun. Günesi balcikla, sivamaya gücleri yetmeyecektir. Onlarin fransiz kalmalari, duyarli kesimler tarafinda biliniyor... Siirin, güne secilmesi gereken bir siir. Taktir elbette yönetimin. Kalemin hic susmasin. Selam ve saygilarimla, esenlikler dilerim...
yaylacik tarafından 4/3/2012 2:17:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
yaylacik tarafından 4/3/2012 12:33:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
yaylacik tarafından 4/3/2012 12:36:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bilemediniz degerli dost. Rahatsiz eden siire GERCEK SiiR denmez!
Insanin fikri ne ise zikri de odur, derler. Dogrudur.
Iyi insan, baskalarinin elinden, dilinden ve de kaleminden emîn oldugu kisidir. Insanlara rahatsizlik vermekten imtina eder.
Size YUNUS' un, Mevlâna'nin eserlerini okumanizi tavsiye etsem umarim incitmis olmam.
KALP gibi mükemmel bir ORGANINIZI baskalarina rahatsizlik verebilecek duygulardan arindirin derim, bir dostunuz olarak, ve bir dostlugun geregidir düsüncesiyle...
...ve bir zamanlar bir sairin siirini okudugu icin cezaevine atilan o insan, basbakan olarak yillardir milletin artan sevgisiyle hâlâ hedefine kosuyordu... azimle, cesaretle, kararli bir sekilde... yilmadan, usanmadan... sagligini tehlikeye atarak...
Rahatsızlık derken ne demek istediğimi anlamamışsınız. Ben Mevlânayı da Yunus Emre'yi ve görüşlerini az da olsa biliyorum. Sevgiye, insan sevgisine inanırım. Önceki şiirlerimden okumuş olsaydınız bu sözleri yazmazdınız.
Evet, çiçeğin rahatı kaçmalı, bülbülün de, insanım diyen insanın da. Altlarından çekilip alınırken özgürlük, söyleyin bana kim huzurlu ve rahat olur. Ancak bu bilince ulaşmamış.bayağı derin bir uykuda olanlar.
Ben de parti falan tutmuyorum. Bugünümüzü ve yarınımızı düşünüyorum sadece, birlik ve beraberlik özlemi içinde. Oysa ayrıştırılıyor insanlarımız. Bu günler de inşaallah sadece acı bir hatıra olarak kalacak..
Siyasi konulara girerek farkli düsüncede olan degerli bir dostumun kalbini incitmek istemem. Ayni gemideyiz ve hepimiz vatanini, milletini, bayragini ve bizi biz yapan degerleri seven insanlariz.
Siyasetciler ve partiler bugün var, yarin yok. Birbirimizi KIRMAYALIM.
Siyaset bizde hâlâ ayristirici, ötekilestirici sekilde yapiliyor.
Bir parti fanatigi degilim. Önyargisiz ve objektif degerlendirme yapmaya calisiyorum. Gecmiste yasadigim ACI hatiralarim ve ülkemin cektigi SIKINTILAR hâlâ hatirimda.
Şiirin özüne gelince elbette oturup bir şiir çerçevesinde ülkemizin sorunlarını ve siyasetçileri tartışmak kısır bir çekişmeden öteye gitmez diye düşünüyorum. Çünkü konu üzerinde saatlerce , bel kide günlerce konuşulması gereken politik ve sosyolojik bir konudur... İşte ne güzel bir ülkenin başbakanını şiirle eleştirebiliyoruz ve bana göre de doğru olanı yapmaktayız demekki az da olsa bir demokrasi var ama yeterli mi? Bu tarışılır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde başa gelen siyasi iktidarlar hep doğruları yapmış olsalardı Ülkemizin çok farklı bir yerde olacağı şüphesizdi... Her siyasi iktidar yandaşlarını palazlandırmış, korumuş kollamış ülke menfaatlerini değil parti ve yandaş menfaatlerini gözeterek siyasi arenadan terki diyar etmiş yerine gelen ise aynı icraatı devam ettirmiştir. Şimdi de olan biten bundan ibarettir. Ne zamanki halkımız gerçek manada bilinçlenir ve göreceli de olsa dürüst siyasetçileri seçer o zaman biraz daha umutlanabiliriz demokrasi ülkemize geldi / geliyor diye...Evet hakikaten bu iktiadrın eleştirilecek çok ama çok icraatları vardır. Tuttukları yol % 49 u yok saymak gibi, Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden ödünler vermek gibi, muhalefetin sesini kısmak gibi , basın,medya vb. çeşitli haber alma kaynaklarına baskı uygulamak gibi hatalı icraatları görmekteyiz ve görmeliyiz. Amma yiğidi öldür hakkını ver demiş atalarımız bu iktidarın hiç mi iyi bir şey yaptığı yok bu ülke için. Bence Hafıza_i beşer nisyan ile maluldür derler doğrudur hep kötüyü akılda tutup iyileri unutmak doğru olmaz...Ben ce bu iktidar da geçmişte ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar kadar ve göreceli başarılıdır ki, ülkemiz henüz yıkılmadı ve ayaktadır. Geçmişteki siyasiler ülkeyi doğru ve başarılı yönetselerdi şimdi iktidarda çok farklı bir çizgideki siyaseti görmek mümkün olabilirdi. Elbette başarı yıkılmayıp ayakta kalabilmek mi yoksa çağdaş uygarlık diye Ulu önderin gösterdiği hedefe güçlü ve emin adımlarla bağımsızlığımızdan ödün vermeden yürüyebilmek mi?
Ülkemizin ilelebet payidar kalması ve buna paralel ülke insanımızın da refah toplumu olan bir toplumda yaşaması dileğimdir.
Tebrik ederim.
selam ve saygılarımla.