Kozadaki Zebercet RüyaBir tılsım ile yolcu ağırlamıştı ihtiyar dünya Toprak yine filizlenmişti kapanan kitaplara inat, Akvaryumdaki balıklar duygusallığında ilerlemeyen metanet Ne sunabilecekti bu koordinatlı insanlığa? Ey insanlık! Elma kurdunun bile nasibi seni kıskandırırken Terlemeyen alınların kapital hülyasıydı derdi artıran Gözyaşları çömelmişti yıkık dökük cumbalar altında Sünepe kaldırımlarda hissiz bir akşam daha beklemedeydi Hayatın gerdanlığı bir fikir sunmayacaksa Kapatmalıydı perdesini, geceden önce gelen gündüze! Birisi..evet sadece birisi doğrulmuştu toprak üzerinde “Ölmeden önce ölen” hamlesiyle ileriye atılmış Sonsuzluğa kanat hediyesini o hazırlamıştı Gözü utandıran bu rüyada makyaj aramıyordu kalemler Mıknatıs yardım etmişti özgürlüğe Alevlerin sönmediği bu ilham okyanusunda Kalpte parlayan kıvılcımların cesaretiyle uyanmıştı Hayat uyanmış, gözler gerçek rüyaya doymuştu. Gürsel ÇOPUR |