El- Gani, El-Muğni
El-Gani her ne kadar zengin olsa bile,
Konu Allah olunca, Gani’lik gelmez dile. Hiçbir şeriki yoktur, mülkün tamamı onun, Her şeyi mukayyettir, gelip geçici kulun. Rahmet ve nimetleri, sınırsız sonsuz olan, Hazineler künhünü, yanında hazır bulan. Varlığı ezelidir vacip, kadim ve baki, Kulları ölümlüdür, varlıkları afakî. Rızık verdiklerinin, yemesi, içmesine, Hidayet ettiğinin, ibadet etmesine, İhtiyacı olmayan ve bunlardan müstağni, Kemal sıfatlarıyla, O tek zengin tek Gani. Onun ulûhiyeti, aşağı etmez meyil, Tecelliye, mecbur, zuhura muhtaç değil. O Gani esmasıyla, kayıtlanıp kalmayan, Hazineler dağıtır, eksikliği olmayan. Zenginliği kendinden, her halde ve şartlarda Başkasına ihtiyaç duymaz her halükarda. Her varlık ona muhtaç, her şey onun asarı, Bunlar ona faydasız, ne de olur zararı. Zatında, sıfatında, fiiller ve hükmünde, İhtiyaçtan münezzeh, âlemlerin tümünde. İhtiyaç duymamakla, ihtiyaçlar gideren, Hiç fasıla vermeden, karşılıksız hep veren. El-Muğni, kullarına, kâfi ve yetendir, Dilediği kimseyi, kendi zengin edendir. Zenginlik gayret ister, her gayret zengin etmez, Gönülle ilgiliyse, çabalar boşa gitmez. Akıbeti düşünür, fikre-dersek eceli, Maddi zengin olmanın, çok ağırdır bedeli. Bu hal kimini nemrut, kimini Karun yapar, Bunlar Allah’a asi, kendi gücüne tapar. İlahi hükümlerle, kolay değil harcamak, Nefsin cimriliğinden, korunan bilir ancak, İsteğince veren Hak, yerince ve gereğince, Elinde tutamazlar. Rabbinin isteğince. Zengin bütün varlığını, verecek kadar cömert, Fakir ihtiyacı olanı, alacak kadar mert, Olursa akan sular, billur gibi durulur, Gönül bahçelerinde, muhabbetler kurulur. İstiğna, züht, rıza, kanaat, hırs, zaruret, Hallerince vermekte, Cenabı hak, atıfet. İstiğnaya varlık yokluk, birbirine müsavi, Senin benim ayırmaz, inancında pek kavi. Züht halindekiler, başak tavır takınır, Allah-la arasına, giren maldan sakınır. Rıza halinde olan, varlığa heves etmez, Eline geçenlere, sevinmez ve üzülmez. Kanaat ehli hırsa, ihtirasa kapılmaz, Olan ile yetinir, cömertlikten kaçınmaz. Hırs hali olan kimse, mal, mülk, parayı sever, Peşini hiç bırakmaz, elinde olsa eğer, Zaruret duyan kişi, elzem olanı ister, Böyle durum içinde, farklı çabaya girer. Tasavvuf da zenginlik dereceleri üçtür, Ariflere kolaydır, cahillere çok güçtür. Birincisi nefistir, rağbet edilen yola, Sülük etme halidir, bir an vermeden mola. Maksudu Allah olur, isteklerden kurtulur, Böylelikle o nefis, doğru yolunu bulur. İkincisi kalp hali, zenginliği ziyade, Hakka vermiş kendini, Hak ta etmiş iade. Bu iade edilen, Hakkın bizzat kendisi, Ve o kalbe hükmeden, el-Muğni efendisi. Üçüncü; evvel, ahir, zahir, batın hak görmek, Birçok peygamber, veli, sıddıklar buna örnek. Kâmilin zenginliği, irfanında hafidir, Başka şey istemezler, yalnız “Allah” kâfidir. Ya Rabbi gönlümüzü, aşkın ile engin et, Kimseye muhtaç etme, kendin ile zengin et. Allah’ım, yalnız sana, tenezzülle ineriz, “Sana ibadet eder, senden yardım dileriz” 25.03.2012…Mustafa Yaralı |