Göç IVO’nu öyle görünce Mavi göğümüzden indik. Zonguldak’ta Odessa güneşinin tam karşısında Annesini bekliyordu. Önce dokunmaya kıyamadık Gittik oturduk yanına O’na su verdik. -Dallarda sıkışmış serçe kanadım Döküldük toprağına- Teyzeler geldi öptü yanaklarından. Fatiha okudular. Yedi gün ağladı. Bir kaşık sebze çorbası Zor geçti boğazından. Birimiz kalktı bileklerini ovdu. Birimiz limon kolonyası döktü saçlarına. -Gözlerde cennet uykusu Beyaz örtülerde bulut.- Dedim ki: Ey krallar vadisinde unutulmuş Kırk firavun mumyası Bu acıyı saklamaya Gücünüz yeter mi? Yetmiş gün ilahi nefesinde gövdeniz. Hangi ağıtta söylenmiş Hangi duada? Ve ey soğuk avlular Bize hiçbir şey bırakmadınız! Şubat’tı Göç izleri arıyorduk Nil nehri kıyısında. O’nun bağırmasına uyandık -Dayanamıyorum!- Göğsümüzde bir acı... Hiyeroglif Bunu kum taneleriyle yaz üstümüze Unutma sakın! kıyıdaki adam mart 2012 |