El-Vâli, El-Müteâli
Vali, idare eden, hüküm veren demektir,
İhsanı ve ikramı, adaletli gerektir. Dilerse öne alan yahut geri bırakan, Merhametle gözetip, şefkat gözüyle bakan. El Müteâli oluşu, yeryüzünde büyüklük, Ululuk taslayana, zelillik ve küçüklük, Vererek, kendisi iddiayı çürüten, Her işini hakla, adaletle yürüten. Âli ismine karşı, O el-Müteâli’dir, Kebir ismine karşı, Mütekebbir gibidir. Valilik makamına atanan bir valinin, Sonsuz mertebesi var, velayeti Âlinin. Buna göre en üstün, velayeti Kübra’dır, Ya da büyük imamlık, velayeti uzmadır. Kullar vücut şehrinin Müteâli, Valisi Ya zilletin kendisi, ya da izzet âlisi. Çünkü bunlara tabi, aza ve melekeler, Ya piri pak eder ve yahut da lekeler. Velayetin kullarda en düşük mertebesi, Kendisinden kendine, valilik meselesi. Hal ve ahvale göre, Her valinin mülkünde, Daralma ve genişlik, değişmekte her günde. Şu beden memleketi, her nefesiyle birlik, Yöneltilse orada, peydadır düzen dirlik. Kişinin kendisini, kendisiyle yönetmek, Valilik unvanıyla, her azayı gözetmek, Fakat vücut şehrinde murakabe esastır, Bu da Sait kullara, ehli irfana hastır. Kim ululuk taslayıp, kibir ile bürünür, Saltanat uzun sürmez, zelil olur sürünür. Üstlendiği makamın, hükmü onda bitmiştir, Olumsuz fiillerle, kendini azletmiştir. Yetkisi alınınca, hüsrana uğrayanlar, Faydasız pişmanlıkla, hasarını geç anlar. Mutlak ve kuşatıcı vilayet derecesi, Hakkın tasarrufunda, alçaklık ve yücesi. Kamil bir kişi ise, ilahi isimlerle, Güzel ahlak edinir, Salih olan kimlerle. Müşahede ederken, had ve edepleri korur, Kalbini arındırır, ruhunu kirden korur. “Hayır, senin elinde, kötülükler ulaşmaz” Peygamberin bu sözü, onlardan asla kaçmaz. Tedavisi olmayan, böbürlenmek illeti, Cehenneme gark eder, bedendeki milleti. Bu türlü hastalığın, tek kurtuluş ilacı, Kalbin secde etmesi ve o kulun miracı. Valilerin ipleri, Hakkın kudret elinde, Bir diğer ucu ise, o kulların belinde. Adil bir iktidarla, Rabbim muktedir etsin, Ki aklımız bu şehri, rızasınca yönetsin. 19.03.2012…Mustafa Yaralı |