İşçilersen küçülürken yükselir gökdelenler gök kalabalıklaşır markası pahalılaşır arabaların yarışır zengin çocukları marka kimlikleriyle bağdat caddesinde alnımız bulutlanır kuleler yükselirken erir gider bedenin ellerin yüzünde yalın ayak çocuklar bilmem kaçıncı çocuğa gebe kadınların dişlerini sıkarlar yoksul karınların susar kalırsın körebe tayınlarda parçalarken kendini,yıpranırken aklın tepesinden bakarlar yüksek yüksek binaların yapma bebek gibi kadınların elleri örterler şâşâlı perdeleri gün görmemiş yüzüne bir selâm gönderecekken güneşe yanar çadırların onlar salınırken çalımla pahalı salonlarında oldukça ucuza kapatılır canların yetmiş beş dakikada sigortan hazır günahları tüter yanık genzinde emeğin harcanır saraylarında yeni işçiler doğurtulur annelere sıraya dizilir yeni işçiler ekmekler eksilir sofralardan yeri doldurulamaz hiç bir insanın gökdelenler yükselir,ölürken canlar işçiler unutulur! 16. 3. 2012 / Nazik Gülünay |
kalabalığına yükselir hane
ağırından alır tartınca tartı
kalabalığına yükselir yine
dedim birden umarım arkası gelir
sağlıcakla dost kalem