AKİSLER
benim gamlı ya da gamsız yüreğimin akisleri
değmeni beklerken düğmelenen ve ideolojisini yitiren en kağıtsı arabalardan bile daha fazla suya batan bir mektebin revire ulaşan beyazlığı gibi düşerdi düşeyazardı ya da düşmeye ramak kala üşüdüğünü farzederdi bu akislerdi 4 kola ayrılıp yalnız bir vucudun çıplaklığına saldıran çüzlere saplanan cüzzamlı şehirler ayrı bir ay hayal ediyordum gamzene mıhlanmış çünkü göğün ilizyonu muhteva içerirdi çocuklara sanırsam uykuda yakalanmak ölüme tam saçlarını tararken damarlarıma gerilen bir sipahinin yayı ve bırakılırken çürük elmanın birazdan yuvasız kalacak kurtçuğuna işte bu...... akislerdi ikiz gölgeler yuvarlayan hayaline su bile resmeder seni anlık kulaçlara atılırdım zıpkına çakmak taşı gözlerle sulu ve sefil sus ve susa bana sebil adımalarımı adına atan çaputlarını sanrısının son deminde kullanmak için benle beraber seni gömmek için yaratılan ilke "kabul görmek için kabullenmelisin beni" varlığım bir nesil ruhuna sevgili hep ağlardım bir siyahi kakülün peşinde? oysa sen ve açlık arasında aşk ve para arasında kadın ve kadın arasında en eski mubadeleye konu olan ten satışı arasında bir mültecinin küpesini koparmak senin bende uyandırdığın bütün alaka işte AHMET SERDAR OĞUZ/NİKSAR |