ÇOK ÖLDÜM,ZİYÂDE OLSUN...
ÇOK ÖLDÜM,ZİYÂDE OLSUN...
Sensizliğin bolluğundayım Şeffaflığı kırışmışsa Varlığıma varsaydığım varlığının Ruhum ki kıtlık kıran Aşkı bozuyorum... Ve en bereketli düşlerle devriliyorum iki büklüm Hak arayan en hayırlı p/aylara. Minicik dualarımla kucaklayıp sonsuz rahmeti Morarmış bir geceye asıyorum Beynime ilmeklediğin yalnızlığımı. Dişlerimle derisini soyduğum kalem çıplaklığında Darbedilen yaralardan susuyorum Avazım öldüğü kadar Sallanıyorum öylece korkuluklarında karanlığın. Nefes nefese erirken gözlerimden Sûretin sıçrıyor is tutmuş yanaklarıma Yıldızlarla setredip tüm bulanıklığını: "Bir damla gül!" d/ağlıyorsun Gülmek haram... Çok hıçkırdım,ziyâde olsun... Değişmez şiirimdin oysa benim Sesine ses verdiğim Sesinle sesimi kestiğim. Bir can pahasına Hunharca kanımı biçtiğim Tekrar tekrar adını dirildiğim Yaşımı boğduğum Âhiri aşklarda bile Nice masum sayfalar oyduğum. Andığım Kandığım Kana kana yıkandığım... Ama gittin işte Bir keder akşamı. Ardına kadar aralayıp yüreğimin kapılarını Küt diye çarpıp da avuçlarımı köhnemiş yüzüme Aktın derinimden incelmiş bir su gibi. Hangi yataklara dolup taşacağını bilmeden İkiye bölüp yarım kalmış adamlığımı Hangi bilinmez denklemlerde çoğaltacağını Ve hangi kancık düşlerde katledeceğini hissettirmeden. Gittin,bittim... Bittin,gittim... Karşıma geçmiş şimdi Utanmadan:"Gel!" duruyorsun Gelmek, çok ırak... Çok gittim,ziyâde olsun... Anılarımız vardı Elemiyle,erinciyle Birer mutluluk âbidesi... Kör fanusundan resmeyleyip kendince Devirdin tek bir hamlede bu aşkın buğusunu Hiç utanmadan Dağılıp hiç,paramparça etrafa saçılmadan Riyakâr maskeler takınıp: "Kalk!" diretiyorsun Kalkmak ki sonum... Çok yıkıldım,ziyâde olsun... Duydum ki Belirsiz cesetler koynunda Leşini yırtıyormuş karabasanlar Ruhunda kıvranan sancılarla Tenine geçmiş bilenmiş kancalar. Mezarını kazacak Vefa bir sözün bile yokmuş başucunda O kadar yitik O kadarca bitik... Sadece bir isim arıyormuşsun Gökyüzünü okşayan dilinle Nedâmet ayyukta Sabır,küf tutmuş zindanlarda Tüm bencilliğini savurup: "Nolur,bir kez olsun yaşa/t!" eriyorsun "Yaşa/t...!" Yaşamak,santim santim çiğnenmektir cellat soğuğu soluğunda Duyabiliyor musun! Çok öl/dürül/düm... Ziyâde olsun... (Sezgin Karadağ) |