HOŞÇAKAL SERÂ!
HOŞÇAKAL SERÂ!
Terkedilmiş bir öykünün başkahramanı olarak duruyorum karşında Sözüm bela kokulu Nefesim intihar... Bağrına saplansam Koyu bir hicrân fışkırır oluk oluk Dolunca gözlerin Taşırma sakın içinden içimi! Bıraktığın yerden değiyorum sona Gidiyorum... Hoşçakal Serâ! Bir oyunun tam ortasında Kandırılmış bir çocuk Eline tutuşturulan kokuşmuş vaatler Ve perde arkası ihanet... Madara olurken cümle âleme Aşka düşe kahroldum her sahte alkışta. Ne varsa bir kahramana yakışan Göğüsledim hiç çekinmeden Kırdım Döktüm Dağıttım Dağıldım... Oysa şimdi Ne dağılacak derdim Ne de dağıtacak dermanım var. Bu oyun ağır bana Bense bu oyuna Yoruldum... Hoşçakal Serâ! Kuğuları seyretmeye gidecektik hani Berraklığında hüznü Dinginliğinde mâsumiyeti... Griye çalmış bu kente inat Ahenge dalarken gözler Buluşacaktı aynı anda ürkek sözler: "Ez te hezdıkım" Lakin gözler çok geldi Sözler ağır... Belki aşk,susmaktı biteviye Susup donmaktı ölesiye Korkmuyorum artık sus/a/maktan Çığlığım tüm düzeni yakıp yıksa da Haykırıyorum... Hoşçakal Serâ! Uçurumvari boşluklardayım şimdi Gökyüzü maviliğinde umutlar üşüşürken beynime Ürkütmüyor artık ayrılığa çakılmak Düşüyorum değmeden hiçbir şeye. Müstehzi gülüşünle: "Aşk tekildir,çoğaltmamalı daha fazla" deyişin Zonkluyor hala göğsümün kafesinde. Hiçbir dilde anlamayışın Mâsum bir duyguyu Ayaklar altına alıp hırpalayışın Ve atılan her adımda korkakça kaçışın Utandırıyor beni sefil halinden. Biliyorum... Mübrem bir cezaydı aslında Sanadır sanma! Kırgınlığım İyice bunamış ruhuma. Hükmümü giydim... Hoşçakal Serâ! Bir ölüm sabahı Henüz uyanmamışken kanayan yaşamalar Usulca sıyrılıyorum öykünden Daha yalnız bir şiir alıyorum içime. İki büklüm etse de ağrısı Anıları bozdurup Yokluğuna sattım varlığımı Ve öylece dindirdim kan kusan sancılarımı. Bozkır kıraçlığında Nice kıtlıklarla boğuşup Telef olurken düşlerim Avuç açmadan mahsulunden bir tutam artığa Taze bir umut biriktirdim ruhumun küflenmiş anbarına. Stokladığın hüzün karası sözleri yakıyorum bir bir Cayır cayır bir yangın sarsa da gövdeyi Kaç hortum gözyaşı söndürebilir ki bu öfkeyi? Kim kurtarır rezil niyetini? İhanet boşluğundan sarkıtıp hasreti Gücenmeden hiçbir sona Deliren yalnızlığından at kendini. Bak! Biçimsiz bir kefen diktim sana Çok gelse de ölüm D/övünüp sakın inkara sığınma! "Her nefis tadacaktır..." Hoşçakal Serâ! Sana bir ömür telaşı Bir de kızılcık kıyamet bırakıyorum Mahşer sessizliğinden soyunurken sesim Mırıldandığın tüm duaları son kez yinele. Depreştiğinde korkular Kabarmış defterine boşuna kâtip arama! Hesaptır bu Şaşmaz mizan... Ne bir eksik Ne bir fazla Şahittir yüreğim... Hoşçakal Serâ! (Sezgin Karadağ) |
nefes i (vadesi-n-de ömrü) tüketmeden
ve..bir anlamda 'ölüm üzere yaşamak'ken Hayat
'aşkın saflığı'nda.. saflığına da hiç bozulmadan...
-hep..tadında ve kararında-
***
güzeldi , şiiriyle şairi tebrik ederim,
teşekkürler selam-saygı ile
..maVi** tarafından 2/22/2012 9:27:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
..maVi** tarafından 2/22/2012 9:29:46 AM zamanında düzenlenmiştir.