GÜLÜN SOLDUĞU GÜN
GÜLÜN SOLDUĞU GÜN
Bülbül öğrenmişti, hıfzetti ilmine Gül’ü Gül saklandı Bekledi Bülbül’ü Gül ruhuna üflendi Nefes-i İlahi Düğümlendi soluğu Bülbül’ün Esrimişti sahi Gül güldü, güller açtı Rayihasını dile saçtı Çözüldü dil Emr ile, şakıdı: ‘Ruy-ı mahım, leb-i zulalim, ver çekeyim nazın!’ Narin edasıyla Gül: ‘Serv-i bulendim, verirsem nazım çıldırır hazzın!..’ İnadına Bülbül’e naz baktı Bülbül, naz yatağında ‘Aşk’ aktı... Yükseltti Alemin Sahibi Tarif soluklarının kesildiği mekanıyla şereflendirdi ‘Yalnız şuna dokunmayın!’ dedi Diken sokuldu Gül’ün solundan Bülbül geçemedi Gül arâfından Diken battı Gül’e, nazar değdi Gül bi’çare boyun eğdi: ‘Ya Diken bu ne idi?’ Diken: ‘Yüreğe akan derman’ dedi Gül: ‘Zehr mi ki döksek?’ Diken: ‘Kevserden öte, n’olur iç/sek!...’ Gül içti, kana kana Bülbül serden geçip Vuruldu âna Salınırken Diken Galibiyet mesrurunda Gül-i Bülbül, Kanadı mağlubiyet mecruhunda Gül ortak oldu Diken in/kârına Bülbül itildi Mahcubiyet zar/ârına Sahib-i Âlem düştü notunu: ‘Ya Bülbül, Gül’ün gördüğü kör bir düş/üş/tü!’ Bülbül hıfzetti yine, ne çare unutturuldu Aşkı kelama dil sürçtü. Gül yanaklar Bülbül dilde soldu Zerketti diken, nefse zehr doldu Gül Bülbül’den ayırdı yüz Bülbülse kelama kaldı küs Gül, Bülbül’den öte geçti Bülbül, dembedem kendinden geçti Vahyetti bu kez Sahib-i Âlem: Arz titredi sema inledi Gül, gittiği öteden; Bülbül, geçtiği kendinden geldi Amâde ikisi de dinledi ‘Ya Bülbül, verdiğim gül, gülüşünde her dem Beni gör diye Dikenin verdiğiyse ambalajı bozulmuş hediye, Gaflet kuyusuna düştün Düş/ür/me!!!’ Ve ihtar ile: ‘Ya Gül, nefsine çekilen perdeyi indir Belle, Bülbül sahibindir! Dikenden ıra, Bülbül’ü bırakma Bülbül’den gayrısını Yüreğine b/asma!!!’ |
Bülbül serden geçip
Vuruldu âna
Salınırken Diken
Galibiyet mesrurunda
Gül-i Bülbül,
Kanadı mağlubiyet mecruhunda
divan edebiyatı ile modern şiirin birleşimi oldu şiir , çok güzeldi bülbül ,gülün ve dikenin diyaloğu, tebrikler