İçimizden göçen aş(ı)klar bir daha geri dönmediler/ölümden vazgeçme mi beklemeyin benden benim yaşamak için tek umudum o çünkü / İnkâr gibi g/özleyip İman gibi sevdim hep Birazdan dökülür gece biriken çocuk yanlarım Ve suya düşer yüzüm Bozulur resmim fersiz bir rüzgâr değince içime Gün dudaklarını ıslarken maviler u-yandığında Ateş üstünde çay donar Dudağımızda aşk Dem tutar hüzün yar Kahvaltı masamda solgun bir menekşe uyanır Ellerimde kokun var Fincanımda şeker erir Tatsız bir kaşık melodisi ile Azalır hayatın rengi böyle Gözlerime dalgınlık hâkimdir Ha geldi ha gelecek beklentisi bir de Leyleklerin dönmediği baharın Suya düşen bir cemre Elleri boynumda esneyen yaşam Çıt kırıldı hayatlar içinde Vuslatın gölgesi dahi yok Serçe parmak küs işte Hangi takvime sarılayım söyle Ki cennet çok uzak uzak Sende öyle Ateş bu günler bize Kapı gıcırtısı bir yorgunluk Vakit öğlen Sırtımda morfin yemiş bir karınca sıcağı Ellerim temmuz tadı bir telaş Asırlara taşınan bir masalım S/olgun ve salaş Seni su gibi beklerken Cehennemi inkâr ettim yanmaya münhasır Kabulümdü o aşka kanmak Ve aç susuz anmak seni Aramak cennet gibi Kıblesini şaştığım ibadetlerde Kanma tenime düşünce Yanma benden geçince Ben değildim Biz değildi O olmadı yaşayan Eklerle bağlanmışken bir birine yaşam Ölümdü bize ulaşan Bu gün doğum günüm Sonsuza uyu sevgilim… MHD |
Birbirini yürekten sevenler mahşer günüde beraber olurlarmış...
Sevgimle...