nüve
inceldi zaman
sırtımı efkârlı sıvazlayışı var uzağımda ki dağların daralmış ömür nefes almak cılız batan güneşle içine çekiyor gece baksam düşecek ay avuçlarıma garip bir hikaye bu içimdeki hani herkesin kendince yaşadığı bir acı kımıldanışı bir yaşam öyküsüdür kalbimizden dinlediğimiz tüm ışıklarını söndürüp kentin çırılçıplak sokaklarda koşturduğumuz korkmuyorum çocukluğum sana tüm kusurlarımın sırlarını vereceğim yitirmeden anılarının bakirliğini tahammül etmeyi öğreteceğim ve vicdanı binlerce kere yanılsanda senden değerlinin olmadığını ömür, ay kuşlarının kanatlarında kendi düşleriyle eksik basılmış kitapta bir adı aramasıdır biraz hüzün, biraz gülüşle, belki biraz yağmur bırakarak yürüdüğün kalplerde, tenine değip geçer ılık rüzgar kıyımlarında gölgeleri kalır dürüst olmayan fotoğrafların sevişecek sonsuz kırlar tükenmez alnında ellerin üşür, büyük harflerle susarsın biraz konduracağın öpücüğün eksilmez dudaklarında mehtabın hayalkırıklıkları, göğün sancısı yağmurda duyduğun melankolik sesler dünyanın tüm acıları insan yüreğinde saklıdır yalnızlığın uğultusudur fırtına savrulur yapraklar kırılgan bir sevdanın ardından ulaşılan her kumsal yeni bir öyküdür, yeni bir yaşam korkma çocukluğum gözlerimin gerisinden ebelemek için bekleyen sürgünlerimden en sevdiklerin bir sirk çemberinde dönse bile her renge bürünen saçlarını okşayan el lerden keşkelerini alıp gidiyorum bir ipcucu bırakıyorum sana kendi ömrümüzün dervişiyiz kendi ateşimizin isi, yangınımızın külü sonsuzluğa doğru ilerleyen şarkımızın aşk haliyiz, özü sona kadar seni izleyeceğim içindeki nehir tarihimizin çukurunu tertemiz doldurana dek Okuyan yorumlayan tebriklerini bırakan bırakmayan tüm arkadaşlara ve seçici kurula kıvırcık saçlı küçük bir kız çocuğu da teşekkür ediyor... |
Ve ben Nilgün'ün şiirlerinin önünde: dondurmasını yere düşürmüş, elindeki boş külaha bakan çocuk gibi kalıyorum çoğu zaman. Kutlarım hocam, saygım ve sevgimle.