bir şizofreni seramonisi...
akli dengesi bozulmuş,kan kırmızısı bir düştü
kucağımda uyutmaya çalıştığım... iç çekişlerimi,serseri tedirginliklerin çevrelediği o saatlerde, tatlı bir sükut düşüyor tan yerine nağme nağme... acıya bulanmış ne varsa, sorgulamaktan vazgeçer gibi oluyor parmakuçlarım, sokakları küçültüp,kocaman şehri daraltıp yine seni arıyor yorgun adımlarım... ayağı kaymaya başlıyor düşüncelerimin, incitmekten korkarak basıyorum ürkek toprağa, an kadar yakın olan kıyamete yürüyorum usulca, ezbere bildiğim tüm sözcükler unutuluyor, her gecen saniye durumu biraz daha ağırlaşıyor yüreğimin... çaresizliğim kıvranırken inatla ve özlemle, unutmak istiyorum adına yazılan tüm masalları, karanlığı yarıp gelen süretinin, kolundan tutup mantığımı bir köşesine sürüklediği uçurumları... varlığında yokluğuna kanaat getirmeyi... reddediyorum önüme savrulan umut kırıntılarını... tutunamıyorum geleceğe, yarıçıplak hayallere, limandan kalkmaya hazır bir vapur gibi bekleyen "belki" lere... çok daha yavaş ceviriyorum sayfaları bu defa... mavi bir kelebeğin narin kanatları gibi, her sayfada yüreğine buz basılmış cümleler, her satırda uzun namlulu silahlar, ve her cümlenin sonunda yarım kalmış intihar temrinleri var... ve yavaş yavaş adımlarken geceyi, düşünüyorum seni değil kendimi bağışlamak isterdim en çok da... patika yollarda bıraktığım daracık düşüncelerimi, yüreğime sığdıramadığım derin sükunetimi, ve yerini her daim koruyan kimsesizliğimi.... zaman geliyor karanlığın ritmine ayak uyduruyor tüm iç savaşlarım... aklımla mantığımın arasında kalan barış yanlısı iyimser duygularım... bir Kudüs oluyor yüreğim... başını kaldırdığı gibi yığılıveriyor saklandığı yere çocukca düşüncelerim... ölüm kokusunun en çarpıcı haliyle odama dolduğu şu saatlerde, daha bir sancıyor yüreğim.. gözler önünden geçiriyorum bu uyumsuz yaşamı, alnından öpüyorum son bir kez şahadete eren sevdamı... imkan/sızım ELİF TOPAL... |
SAYGIMLA
ESEN KALIN