BAZEN
sadece yazıldığı anlar olur bazen
korku değil değil karanlık -derin karanlık- sadece susulduğunda bazen kelimeler kıyıya vurur. şiir de fazla gelir bazen. -üstü kalsın- sessiz bir edayla çekil sonra kapansın perdeler her yan kararsın sonra arkasından ıslıklar çalsın. şimdi aslında sana... aslında hep sana... tamam. yarım kalsın. o an etinden sıyırıp omzunu soluk benzinde dinlendirsen yürek yaramın bil ki o zaman hissetmem belki o zaman hissetmem yalnızlığımı. ah! yine o ses yankılanırken morga çalan odamda kim bilir hangi ağrı dolaşır başımda yüreğin yüreğime bir kerecik çarptığında. al işte! gözlerinin karası bulaştı yine yanağındaki çukura uyandırmadan, ses çıkarmadan koysana beni de oraya... imkan/sızım. 23,09,2014 |
Aşk imiş her ne var ise âlemde / ilim bir kıyl u kâl imiş" AŞK bir noktaydı, belki artar ama aslâ çoğalmazdı...
Aşk değil mi adı, o halde dile gelmekten, dilde ikamet etmekten niçin kaçınsın, niçin yâresini dîl-i yâra göstermekten utansın? Öyle ya, aşk almadan vermenin, verdikçe yücelmenin, yaşamak için vermeyi ibadet bilmenin adı değil mi?
insanoğlu, sahip olduğu değerli şeylerin yitimine de, sahip olmayı arzuladığı şeylerden vazgeçmeye de kolay kolay tahammül edemez.
Bundan böyle vehimlerin önü açılır, çünkü ilkinde mağlubiyet, ikincisinde mahrumiyet duygusu saklıdır.
İki hâlde de ızdırabın kaynağı mülkiyete düşkünlük. Mülkiyete, yani sahip olmaya ve sahip olduklarını sürekli ve kalıcı kılmaya.
Ne büyük bir yanılgı!
Çok yazık, mülkiyetin hakikatinin idraki, ancak ölümün idraki kadar uzak insana.,
Kimse/sizliği hasreti, özlemi nkış nakış işelemiş satırlara... Yanmış yüreklerin kokusunu okudukça duyumsuyoruz..
Demek ki aşk vücûdu bâki kılmak için çırpınanların değil, vücûdu fâni kılmak için çabalayanların mesleki.
O halde Cenab-ı Aşk yâriniz ve yardımcınız olsun efendim!