KAR TOPLADI GÖZLERİ
Seni söküyorum resimlerden
kayan yıldızlar yakıyor dilekleri indi aşkın merdiveninden kısaldı yelkovan söküldü z/aman akrebin kalbinden duraladı yitik kahramanlı hikayelerin sonuna konan nokta gibi soluklandı virgül aralığında kesildi gökyüzünün nefesi boğuk boğuk şimşeklerin dilinde inledi kadın eteklerinden döküldü isimsizlikleri salladı ayrılığı tutup omuzlarından gözlerinde zafer pırıltıları düşürdü bakışlarını ayrılık kadının yüzündeki tuz gölü çukura kuraktı hasadı aşkın dedi sen yüreği boşalttın çünkü ipoteği başkasının Biliyor musun dedi beriki onun gittiğinden beri düşlerim bana yabancı tanıdık değil rüyalarım leş yiyici akbabalar dolaşıyor peşimde yüzü buz tutmuş çocukluğum yürüyor saç diplerimde bir tel saç yüzünden yıldızlara sürgün edilen ben güneşten geliyorum yüreğimi gömdüm içine saçlarına bastığım gökkuşağının s/allanıyorum renklerinde İndirdi gözlerini ayrılık emzirdi parmak uçlarından ateşi yırtık kirpiklerinden sızıntılı cellat şefkatiyle emanetin bende tut ellerimden sustu kadın ipsiz sapsız zulümlerin şahadetinden gülümsedi ben dedi ben kaderine boyun eğmiş dağ lalesi yaşama sevincimdi onun sevgisi iki damla gözyaşını kurban edip ve gitti dedi döküldü hıçkırığı dilsiz bülbüllerin kafesine sen dilsiz kavalların sesine sürgün edilen kekik kokan name saçlarından taşan dağ çiçeği kokusu hala zihnimde örselenmiş yüzünde kirli kaderi kırık kağnın peşinde ayak izleri basmaya korktuğumuz dağ başları kadar dumanlıydı başımızdaki sevda üç harfi yırttı kalan harfler sürgünde dipçik altında ezilen düşlerinde sallandı kelimelerin darağacında sen sancı dedi kadın salavat getirirken güvencinler ezan sesiyle hiç umurumda olmadı karattığın gözlerime gül dedin gül açtı gözlerime sürdüğün milde sürgüne yolladı ten/size çıkan her ateş ellerde kar topladı gözleri kara teslim oldu senli şehirler ey hak dedi ayrılık ellerini açarken sabah ezanına safiler dudakları lal renkli kadının boynuna geçirirdi dişlerini zebaniler ya nur ölüm kaçmak mı sabahın ışıklarına teslimken cürümler cennetini kaybetmiş günahsız dedi maviye elleri açıp rabbinden aman dile secde etti kadın sevgiliye gel diye |
salavat getirirken güvencinler ezan sesiyle
hiç umurumda olmadı karattığın gözlerime
gül dedin gül açtı gözlerime sürdüğün milde
sürgüne yolladı ten/size çıkan her ateş ellerde
kar topladı gözleri
kara teslim oldu senli şehirler
ey hak dedi ayrılık
ellerini açarken sabah ezanına safiler
dudakları lal renkli kadının boynuna geçirirdi dişlerini zebaniler
ya nur ölüm kaçmak mı
sabahın ışıklarına teslimken cürümler
cennetini kaybetmiş günahsız dedi
maviye elleri açıp rabbinden aman dile
secde etti kadın sevgiliye gel diye
Dizeler ve duyuş ve ötesinde içten bir seslenişti şiiriniz.... Kutlıyorum....