Okuduğunuz şiir 23.1.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Olgun ONUR
OĞUL
Takvimler hep eylülü gösterirken yüreğimde Gecenin kör bir vakti Uykusuzluk sararken beynimi sarmaşık gibi Ruhumun tenha tünellerine devrilirken gün İçimdeki yaralı çocuğun özünden sesleniyorum
Geceyi dolduran karanlık var içimde Bir de payıma düşmeyen saadet Depremler geçmiş üzerimden Enkazı kalmış ardında
Şimdilerde; Bir garip haller var avuçlarımda Ezber bozan tuzaklarda S-inerken c-ana suslar Yüreğin nabzı s ağırlıkla atıyor kalemde Biraz sen Biraz ben Biraz biz onlar...
Sesler işitiyorum sesler! Uzakta-yakın Yabancı tanımadık Bir o kadar da aşina Duyuyor musun?
Dinle... Dışarda ağlıyor gök Ah! Anlamıyor ki pencereler yağmuru "Karıncalar ağustosu götürdüğünden beri" Üşüyor haziran U-mutsuzluğa vuruyor saat Gözlerim düşüyor Güneşin battığı yere Akşamlarımın sabahı yok Kimin umurunda!
Boşver! Düşünme şimdi bunları Caddeler de hep uykusuzdur Kalabalıktaki yalnızlardandır.
Bu kavanoz dipli hayatta; "Mezarlıktakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyor”
Boşver... Hadi! Topla düşlerini Ört imansız amansız tüm acıların üstünü İndir güneşi dağın yamacından Kondur tebessümü g-özünün kıyılarına Tek sen gülümse O zaman Ölmek yok bana An/kara da.
Sn. Olgun Onur’a teşekkürlerimle ve saygıyla...
Şiiri güne taşıyan Seçki Kurulu’na ve zaman ayırıp okuyan-yazan yüreklere saygıyla teşekkür ederim...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
OĞUL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OĞUL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Birden bir kurt düştü içime şiire bu kadar zaman ayıran emek veren bir profili tanımak istedim yolum düştü sayfaya ilk gözüme bu şiir çarptı mükemmeldi tanıdık bir sızı gibi geldi bana yorum haddim değil elbette bana yakışan geç kalmışlığımın hüznüyle bir selam bırakmaktır şiire kaleme susmasın diyerek
Sesler işitiyorum sesler! Uzakta-yakın Yabancı tanımadık Bir o kadar da aşina Duyuyor musun?
Dinle... Dışarda ağlıyor gök Ah! Anlamıyor ki pencereler yağmuru "Karıncalar ağustosu götürdüğünden beri" Üşüyor haziran U-mutsuzluğa vuruyor saat Gözlerim düşüyor Güneşin battığı yere Akşamlarımın sabahı yok Kimin umurunda!
SEVEN AĞLAR SEVMEYEN NE ANLAR DİZELERIN ŞAHANE ELERIN VAR OLSUN SEVGİYLE KALIN
Dünü, bu günü ve yarını ile yaşamda ne varsa edebi ve şiir olarak ancak bu kadar güzel dile getirilirdi. Edebi kimliğimin eleştiriye yetmediği bilincimle yine de Sn.Şair hoş görünüz lütfen çok güzeldi ve çok beğendim demeden geçemeyeceğim.
Boşver... Hadi! Topla düşlerini Ört imansız amansız tüm acıların üstünü İndir güneşi dağın yamacından Kondur tebessümü g-özünün kıyılarına Tek sen gülümse O zaman Ölmek yok bana An/kara da.
Söze gerek olsa söyleyecektim bir şeyler. Şairin etkili,duygulu iç çekişine Olgun beyin hoş ve şiiri hissettiren yorumu da eklenince sustum.Yormaktansa yüreğimi şiirin efsunkar güzelliğine kendimi bırakıp yeniden dinlemeye koyuldum. Yüreklerinize , emeklerinize sağlık
dostyeli tarafından 1/30/2012 12:52:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ölmek yok bana An/kara da... Finali oldukça anlamlı ve duygulu olsada... Yinede kaybettiğimiz çok bu An/kara da... ölmek yok diyelim... Ölmek yok ama yaşarken ölmek de var An/kara da... (Uğur Mumcu'nun anısına...)
İçeriği oldukça güçlü, kelime haziensi geniş ve etkili bir anlatım dili var... Farklı ses ve anlam çıkarımlarına, imgesel derinlikler katarak şiirdeki duygu ve vurgu gücünü oldukça etkili kılmış... Yaratma hazzının gücü mısralarda kednini gösteriyor... Ahenklı bir çalışma olmuş... İçerik bakımından bir yolculuğa çıktığınızı hissediyorsunuz... Sizi okudukça şiire ortak ediyor... Kendi öznel yolculuğundan dem vururken, beri tarafta sosyolojık bır olguyuda ortaya koyuyor. Bir düşünce değişimi ile bir insanın bir şehrin, bir kentin mevsimler gibi nasıl değiştiğini gözler önune serıyor... Kendıne yabancılaşan, iç yolcluktan dıi yolculuğa sarmal bir geçiş sezınlıyorsunuz... Hayatın nerde başlayıp, nerde bitiği noktasında, kendi farkılndalığını yalaşamış bir bakış açısı... Bakıldığı yere göre herkese ayna tutan bir özeleştri... Daha doğrusu bakma ile görme arasında ki, fark...
Yinede toplamamak üzere düşleri... Emeğine sağlık, yeni kelimelerde buluşmak dileğiyle...
Takım elbiselilerin yollarda takım halinde gezindiği bu resmi şehre( an-kara) inat bir sıcaklıkla kaleme alınmış yaşayan bir şiirdi Sevgili Sera. Sanki benim de ömrüm uzadı. Kutlarım,saygı ve sevgi.
Dün büyük beğeniyle okumuştum bu şiiri ama rahatsızlığımdan dolayı yorum yazamamıştım. Günde görmek çok güzel haketmiş yerini...
Geçmişten bu güne kadar güne öyle şiirler düştü ki; Kelimenin yanlış yazımından tutun da imla kurallarının fazlaca ve yanlış kullanıldığı şiirlere alkış tutuldu burada ...
Akışı ve bütünlüğü olan bu şiirde tek bir hataya takılmayı doğru bulmayıp haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Yazan,yorumlayan her iki yüreği de kutluyorum saygımla...
Taylan KOÇ tarafından 1/24/2012 4:05:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
şiiri eklendiği anda okumuştum dün. ve şair zaten belli bir kıvamı bulmuştur bilirim. ve yazdığı tüm şiirler ve şiire verdiği emek ayırdığı zamanı da takdirle izlerim. yazdıklarının tümüne istinaden kendilerine ufacık bir ricam olur hep şiir en güzel en yalın haliyle güzeldir. şiiri yükselten ona esas güzelliğini verecek olan kelimelere giydirilen seslerdir... ve şair kesme işaretlerini çokça kullanıyor belki tali anlamlar veriyor ama benim fikrimdir bu bozuyor doğallığı. ha çok vurucu çok değişik bir şey olur amenna örneğin;
Sayın Sabiha Küçüktüfekçinin bir eserinde okuduğum ve aklımın yerinden çıktığı o muhteşem replik gibi ;
ki/taptı o/kul !
bir kere ölene dek çıkmaz aklımdan bence bu gibi bir nüans yakalandığında esas hakkını verir o bölmeler...
ve şiir...
şair kendini aylara bölmüş gibi aksettirmiş içindeki hüznü, kırıklığı.
ruhumun tenha tünellerine devrilirken gün*** gibi haleti iyi aksettiren dizelerle pekiştirmiş
''karıncalar götürdüğünden beri ağustosu'' üşüyen haziran... burada da iyice bir pekiştirme yapılmış...
Dinle...**** Dışarda ağlıyor gök Ah! Anlamıyor ki pencereler yağmuru "Karıncalar ağustosu götürdüğünden beri" Üşüyor haziran U-mutsuzluğa vuruyor saat Gözlerim düşüyor Güneşin battığı yere Akşamlarımın sabahı yok Kimin umurunda?! ( burada soru işaretine gerek yok ayrıca)
''Anlamıyor ki pencereler yağmuru'' çok iyi bir şiirsel telaffuz. hayli derin belki en iyi dize bu idi...
bir kırık sayhanın cepleri delik bir ruhun kendini dizelere serdiği çok güzel bir anlatım bütünlüğü... ve derinlik sağlasın amacıyla ve kullanılan ''Mezarlıktakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyor” gibi üzerini giyinen replikler...
ve finale doğru o dalgın isyâna temayüllü ruh hali güneş doğar gibi dağılıyor karanlıktan;
Boşver...**** Hadi! Topla düşlerini Ört imansız amansız tüm acıların üstünü İndir güneşi dağın yamacından Kondur tebessümü gözünün kıyılarına Tek sen gülümse O zaman Ölmek yok bana An/kara da. (da bitişik olmalı )
ve oldukça iyi hele seslendirmeyle giyinmiş halde daha da lezzetli ve kulağa batmayan iyi bir final. gizli özneye; sen tüm söylediklerimi unut bunların hepsi birer sayıklama. sen bakma ''o avuçlarımdaki garip haller''e ''uzakta yakın'' ''tanımadık aşina'' sesler duyuyorum ama sen umursama. bunlar içimi acıtıyor doğru ama sen bir tebüssüm et yeter. ben kaldırırım tüm olumsuzlukları tüm bunları.
ve fısıldayarak başlığın alnına! sıcacık öpücük! hadi sen uyu oğlum!
seslendirme de hayli iyidi. abartısız dolgun ve hisseder bir ses giyimiyle güzel br çalışma olmuş Olgun beyi de tebrik etmeli...
yerini dolduran ardında hüzünlü bir tin sesi bırakan bu güzel şiire şairine ve değerli yorumcusuna teşekkürler şiir adına...
her daim şiirle ve saygıyla...
Serhat AKDENİZ tarafından 1/24/2012 11:20:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ne güzel... Salt okuyup geçilmeden; İncelenmiş irdelenmiş zaman ayrılmış;
Haklısınız soru işareti olmasa da olurmuş hakikaten, kaldırıyorum hemen...
Ölmek yok bana An/kara da. (da bitişik olmalı ). Burada 'da' bitişik olamaz zira sadece karada denilmiyor. Bilirsiniz ki şehir ismidir özel kelimedir Ankara.
Tek söz iki manada olup-kullanıldığından; tek tırnak kullanarak ayırmak doğru olmayacağından ayrık yazılmak durumundaydı.
sera hanım, duygusal bir hüznün başarılı dışa vurumu..ancak fon müziğin güzelliğini olgun beyin zorlama okuyuşu yeterince tamamlayamamış.. bence bir kez daha okumalı ..diye düşünüyorum.. beğeniyle okudum ve dinledim..
merhaba, arkadaşın sesine,başka seslendirmelerine bir şey diyemem..ben sadece bu şiirdeki yorumuna bahisle yazmıştım..demek size göre hatalı hiç şiir yorumlamıyor arkadaş....madem eleştirilere açık değilsiniz bir daha ne sayfanıza uğrar ne fikirlerimi yazarım.. saygılarımla..
Kusura bakmayın darılmayınız! Şiir seslendirmesinde zorlama olduğu konusundaki düşüncenize katılmıyorum.
Bence bana göre;
-Ki sadece benim duygu düşüncem olduğunu da sanmıyorum sitedeki çoğunluğun da aynı görüş ve duyguyu paylaştığını sanıyorum. Türkçemizi doğru telaffuz eden, seslendirmenin-yorumlamanın kelime vurgularının hakkını vererek yapan birkaç nadir isimden birisi Sn. Olgun Onur.
Bu vesileyle; bir kez daha ayırdığı zaman emek ve cansız dizelere can katan yorumlaması için kendilerine teşekkürü borç bilirim.
oşver... Hadi! Topla düşlerini Ört imansız amansız tüm acıların üstünü İndir güneşi dağın yamacından Kondur tebessümü g-özünün kıyılarına Tek sen gülümse O zaman Ölmek yok bana An/kara da.
Yorumu ve içerdiği duygularıyla harika bir şiirdi. Günün seçkisine çok yakışmış. Arkadaşımı candan kutluyorum. Çok etkilendim.Tekrar tekrar okudum. Başarınız daim olsun.Sevgiler.
Boşver... Hadi! Topla düşlerini Ört imansız amansız tüm acıların üstünü İndir güneşi dağın yamacından Kondur tebessümü g-özünün kıyılarına Tek sen gülümse O zaman Ölmek yok bana An/kara da.
GÜZEL YÜREK GÜZELE VARIR İNŞALLAH DOST KUTLARIM GÜZEL ŞİİRİNİ SEVGİLER SUNARIM YÜREK SESİNE...
Öncelikle şunu söyleyeyim, güzel bir şiirle karşı karşıyayız. Müthiş bir seslendirme…
Sıkıntı şurda; cok noktalama işaretleri var şiirde, okadar çok ki, şiirin önüne geçiyor yer yer.
Bilindiği gibi noktalama işaretleri, matbaa kurumuyla insan yaşamına girmiştir, toplumun tüm kesimleri de yazılanları doğru anlasın diye konulmuş kurallardır. Yarım nefes, tüm nefes gibi naif durumlarla… oysa şiirin geçmişinde noktalama yoktur, ilk uygulayanlardan biri Aragon’dur, o da deneme yapmak ister, o gündür bugündür noktalama ile derdimizi anlatıyoruz…
Soruyu soramadığın bir dizenin peşine soru imi koysan soru mu olur Üç nokta körlerin işaretidir, peki bunu körler görüyor mu Böyle sorular işte, sevgili sera umarım bana kızmazsın bu kadar ukalaca söylediklerime…
Estağfurullah neden kızılacak. Bilakis şiir adına duygu görüşlerin paylaşımı ziyadesiyle memnun ediyor tarafımı.
Siz de bilirsiniz ki üç nokta; Tamamlanmamış cümlelerin sonuna ve sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
şiire bu kadar zaman ayıran emek veren bir profili tanımak istedim
yolum düştü sayfaya
ilk gözüme bu şiir çarptı
mükemmeldi
tanıdık bir sızı gibi geldi bana
yorum haddim değil elbette
bana yakışan geç kalmışlığımın hüznüyle
bir selam bırakmaktır şiire
kaleme
susmasın diyerek
selam ve saygımla