Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
Dışarıda hayat var diyorsunuz ya efendiler! İçerde s-oydukça s-oyan avazlarım var Dünde yaşıyorum ben... Uykularım kangren ayaklarım yarım Yüreğimde bugüne taşınan ılık ılık (y)akan acılar Müebbet giyen mahkûm yalnızlığında geceler Cümlelerim yetim Gündüzler Çocuk seslerinden uzak duvar.
Ey efendiler! Eylülde gelincikler açmıyor Bahar gelmiyor kasımda Aralıkta kırlangıçlar göç etmiyor.
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyahbeyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.
Size sesleniyorum! Dinleyin efendiler! Sizin olsun yer-gök-denizler D okumayın dünlerimi Şart olsun yakasım var benim tek kibritle bugünü...
Seslendirme : Sn. Olgun Onur’a teşekkürlerimle ve saygıyla...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
NOKTA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NOKTA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
perdeleri yırtarsak değişir mi gerçekler? görmek için değil anlatmak için de lazım ışık.. gün gelecek aç bırakacağız yöneltilen tüm soruları. sessiz birini yenemezsiniz..küllerimden doğmamı bekleyiniz..
o kadar içten ve duygu dolu bir dille yazmışsın ki... senin yazdığın o an ki... Duygularını Hislerini yaşamak isterdim Çünkü insan ancak o zaman anlar... Yüreğine sağlık... Iyi günler...
Sadece bir şiir değildi okuduğum,hayatı ve hayatın dışındakini de okumuş oldum... olasılıkları,sitemleri ve geçmişten kopamayışları.. yalnızlıklar ve yaşamsızlığı... özgündü,özeldi,farktı emekti her şeyden önce... şiir,umut ve sevgiyle...
Konusuyla, duygusal yoğunluğuyla, hüznüyle, temanın anlatımında kullanılan imgelerle, insanı düşündüren nefis bir şiir okudum kaleminizden...Kutluyorum... Selam ve saygılarımla...
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’. .............bazen en iyi onlar anlıyor kutlarım sevgiyle..........
Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
offf giriş çok nefisti gerçekten çok başarılı bir çalışma ve çok sürükleyici bir bütünlük biraz geç kalsamda tebriklerim için affedin lütfen
başarılarınız bitimsiz olsun gönül dolusu tebriklerimle selam ile
Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
Dışarıda hayat var diyorsunuz ya efendiler! İçerde s-oydukça s-oyan avazlarım var Dünde yaşıyorum ben... Uykularım kangren ayaklarım yarım Yüreğimde bugüne taşınan ılık ılık (y)akan acılar Müebbet giyen mahkûm yalnızlığında geceler Cümlelerim yetim Gündüzler Çocuk seslerinden uzak duvar.
Ey efendiler! Eylül’de gelincikler açmıyor Bahar gelmiyor Kasım’da Aralık’ta kırlangıçlar göç etmiyor.
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.
Size sesleniyorum! Dinleyin efendiler! Sizin olsun yer-gök-denizler D okumayın dünlerimi Şart olsun yakasım var benim tek kibritle bugünü...
İnsanı şiirin içine çeken büyülü bir hava var adeta... sımsıkı bir hisle sarıyor her bir dizeden geçerken, arada bir şair'eye dünden çık gel yarınları umutla koynuna doldur diyesi gelsede insanın şiirden şiirin hazzından şair'eyi unutuyor insan bir an, ve bunun yanı sıra Olgun Onur beyin güçlü yorumu ile pekişen bu şahane eseri tebrik etmekle yatinmeyi kabulleniyoruz :)) daha nice güzel şiir ve yorumlarda buluşabilmek dileği ile, saygı ve selam ile...
Tamda,''NOKTA''koymayı düşünürken bir şeylere,noktalı virgül gibi oldu bu güzel şiir yüreğimde... Galiba kaldığı yerden devam edecek duygular...şiirler...::))
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.
Bu kadar mı duygusuzlaştırdı acımasız hayat can şairemi? :(taşlar yarasanlar anlar beni! hüzün duygu yüklü mükemmel dizeler tebrik ediyorum ısta kalemini duygulu yüreğini başarıların bitimsiz olsun selam sevgimle.
İnsanlık meziyeti alabildiğine geniş toplumsal işlevini oluşturan tüm kavram ve kuralları içeren geniş bir olgudur.İnsanı sevmek bir erdemliliktir,küçüğü,büyüğü,kadını,erkeği olsun fark edilmez.Sonuçta et ve kemikten meydana gelen bir varlıktır.Düşmanın da olsa insandır ve onu sevmek.İnsana karşı beş duyu organlarını kullanmak,onu anlamak ve görmek..Düşüncenin ya da insan zihnin duyu-deneyinden gelen malzemeye bir birlik kazanması veya söz onusu malzemeyi bir sentezden geçirmesiyle ilgili olan belirli kategorilerilerin bulunduğu ifade eden Kanta göre,zihin söz konusu sentez ya da birleştirme faaliyetini çeşitli yargılar ortaya koymak süretiyle gerçekleştirilir.Öyle ki bu yargılar biçim dünyaya ilişkin yorumumuzun temel bileşenleri meydana getirir.Nicelikle ilgili bir yargı öne sördüğümüz zaman ise ya neden ile sonuca ya da özne ile yüklem bağınıtısını düşünürüz. Hiç bir şey yaradılışında değere sahip değildir.Bir şeyin değeri getireceği şeye bağlıdır.Bundan dolayı insan ilişkileri soyuttan somut önerilerle neticeye gidilmesi gerekir. Ahlak dünyası tıpkı evrensel bilgi dünyası gibi...kendi sürekli ilişkileri ile tarihin üstündedir.Vicdanın evrimi sırasında oluştukları özel doğruluklar kendi koşullarıyla bağdaşıktır.Gerçek doğruluk hiç değişmez.Kıvanç ve acı duymak için örgütlenmiş olan yalnızca duyarlıkla bezenmiş bir organın özel yapılısı değil,ama bütünü içindeki nesnel dünya işte,kıvanç ve acı karşıtlığının,hem de tastamam bizce bilinen biçimi altında,evrensel bir karşıtlık olduğunu ve özsel olarak,türdeş duygular aracıyla evrenin çeşitli dünyalarında temsil edilmesi gerektiğini bu nedenle kabul ediyoruz...Ve diyorum ki:
Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
Dışarıda hayat var diyorsunuz ya efendiler! İçerde s-oydukça s-oyan avazlarım var Dünde yaşıyorum ben... Uykularım kangren ayaklarım yarım Yüreğimde bugüne taşınan ılık ılık (y)akan acılar Müebbet giyen mahkûm yalnızlığında geceler Cümlelerim yetim Gündüzler Çocuk seslerinden uzak duvar.
Ey efendiler! Eylül’de gelincikler açmıyor Bahar gelmiyor Kasım’da Aralık’ta kırlangıçlar göç etmiyor.
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.
Size sesleniyorum! Dinleyin efendiler! Sizin olsun yer-gök-denizler D okumayın dünlerimi Şart olsun yakasım var benim tek kibritle bugünü...
Efendilere sesleniş derinden derin Ayakların yeri tutmuyor Ama yaşadığın sürece yaşarsın Bakma o acılara Gönlündekilerle yaşadıkların canını çok incitmiş çok... Anlıyorum seni hemde çok,anladığın gibi...Yukarda yazdım sana derince...
Gıpta ile okudum..... Çok güzeldi çok.... Yüreğinize ve kaleminize bereket... Kutlarım...Sevgiler....... Yorum da çok güzel ve etkileyici...Tebrikler.....
Şiir de etkiliydi, seslendirme de; hayranlığımı saklayamam; her iki yüreğe de selam olsun; hüzünlerün şiirlerde kalması dileğimle, saygılarımı bıraktım...
Dışarıda hayat var diyorsunuz ya efendiler! İçerde s-oydukça s-oyan avazlarım var Dünde yaşıyorum ben... Uykularım kangren ayaklarım yarım Yüreğimde bugüne taşınan ılık ılık (y)akan acılar Müebbet giyen mahkûm yalnızlığında geceler Cümlelerim yetim Gündüzler Çocuk seslerinden uzak duvar.
Ey efendiler! Eylül’de gelincikler açmıyor Bahar gelmiyor Kasım’da Aralık’ta kırlangıçlar göç etmiyor.
Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.
dağıldımm dağıttı şiir yorum benii off:((...tebriklerr saygılar her iki yüreğedee
Dün ilk okuduğumda ne yalan söyliyeyim ürperten, irkilten bir taraf vardı şiirde.Kurşuni , ağır bir etkiyle sorgulama teklif eden aksi takdirde şiirin kendini örtüp, başka mülahazalara kapatacağına dair bir his.Bundan anlıyorum ki başka başka okumalara ihtiyaç var.Yoksa eyvallahı olmayan duruşunu çok çok belli eden şiire haksızlık etmiş olurum.
Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Hayat Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
GERÇEKTEN ÇOK ÇOK ANLAMLI BİR DUYGU AKIŞIYDI. .. YİNE HARİKA BİR ANLATIMDI..ÇOK GÜZELDİ. YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN DİYOR , KUTLUYORUM EMEĞİNİZİ..SELAM VE SAYGIMLA.
''Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır. ''
Zamanı hayatın içine sığdırdığımız an,ölüm daha bir anlam kazanır penceremizde seyrederken kuşları. Zaman = Hayat olduğunu bilmek zorundayız.Saklandığımız yerden birilerine seslenirken de bunu yapmalıyız. Zamandan saklanırken de yoluna devam ediyor çünkü zaman.Ne kadar saklansak o kadar aleyhimize.
Bununla birlikte;
Murathan Mungan ‘’Kırk Oda’’nın arka kapağında şöyle seslenir:
‘’Çocukluğumuzdan beri masalın bir yerinde karşımıza çıkar: Kırkıncı Oda yasağıdır bu. Üstelik anahtar elimize verilmiş, seçim bize bırakılmıştır. Sancılı bir ikilemin ortasında kalakalırız. Sonunda insan aklı ve duyarlığı; bilme ve öğrenme tutkusu; tanıma ve anlama merakı, cezası ne olursa olsun anahtarı seçer.’’ Kapıyı açtıktan sonra ve önceki süreç bizim için çok önemlidir. Kapı açıldıktan sonra,ya da kapının anahtarı elimize geçtikten sonraki süreçtir bizim hayatımızı etkileyen daha çok.Buna hazır mıyız peki,ya da hazır mısınız? Kendi kaderinize mi bırakacaksınız kendi hayatınızı.
O kapının anahtarı elimizde ve koşuyoruz arkamıza bakmadan. Zaten, Şair de bunu anlatmaya çalışıyor okura.Mi?
''Dışarıda hayat var diyorsunuz ya efendiler! İçerde s-oydukça s-oyan avazlarım var Dünde yaşıyorum ben... Uykularım kangren ayaklarım yarım Yüreğimde bugüne taşınan ılık ılık (y)akan acılar Müebbet giyen mahkûm yalnızlığında geceler Cümlelerim yetim Gündüzler Çocuk seslerinden uzak duvar. ''
Dışarıda hayat düşman bizlere…
İçeride…
O kadar çok uzak ki bizlere ve o kadar yakın ki bizlere okuduğumuz bu hikâyeler.Her şey aynı gibi. Karmaşık. İlk bölümde zaman ve hayattan yola çıkarak acımasızlığı anlattığına şahit olduk.Şimdi ise, hayatın var olup olmadığına.Dışarıda 'Hayat var’ dedikleri ne? Sevinçlerin, gülmelerin sarmaş dolaştığı durumu hatırlatıyor.Hayatını yaşa,hayat güzeldir,hayatın anlamı…gibi ifadeleri çok duyarız çevremizde. İşte bu söylemler bizi daha da yabancılaştırır bizlere.
Gerçekte hayat dediğimiz şey,kendi içinde kapalı kalmış bir düzenden başka bir şey değildir. Gece ve Gündüz… Dışarıda ve içeride…daha bir etkili kılmış bölümü; zıtlıkları görüyoruz,daha bir anlam kazanıyor böylece.
Seslendiği kimler acaba şairin? Düşünelim.Genel bir anlamda insanları mı, yoksa otoriteyi mi kastediyor. Her ikisi de olabilir,ikisi de olmayabilir.Ama ikincisi daha ağır basıyor sanki.
Ataol Behramoğlu’nun Bir gün Mutlaka’’ şiirini anımsayalım:
…’’güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!’’ Burada gördüğünüz gibi şair merkezi otorite’ye sesleniyor.Kim bunlar peki? Onlar ve diğerleridir…Nidâlar şiirleri daha güçlü kılar.Özellikle seslenişin olması…Netlik kazanıyor o seslenişlerle şiirler; çünkü,kimlerin üzerine alınması açısından çok önemlidir de.
İsmet Özel de bu işi en iyi yapanlardan biri:
‘’Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar! Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin! Külden martı doğuran odalıklar ve kâhyalar’’ (Naat)
Ne demek istediğim daha iyi anlaşılması babından bu örnekleri paylaşmakta yarar gördüm. Etkili bir bölüm,en nihayet onu söyleyebilirim.
''Dışarıda hayat var diyorsunuz! Şiir penceremde siyah beyaz fotoğraflar var benim Yok sükûtumu sar(s)acak g-özüm Güneşe dönük sırtım Hayatsızlığın dibine vurmuşum En çok ’taşlar yarasalar anlar beni’.''
Bu bölümde, şairin yakındığını görüyoruz.Daha önce seslendiği kişiler tarafından anlaşılmadığını okuyoruz. Siz anlamayın,beni anlayan ne de olsa çıkar’ der gibi de kendi duruşunu da ortaya koyuyor. Güneşe dönük sırtım’’ derken de umudunu kaybettiğini mi anlatıyor bizlere,diye düşünmedik değil;yoksa yanılıyor muyuz…
Güneşe emanet ediyorum ardımda kalanları, ben çekip gidiyorum.Ya da ne haliniz varsa görün mü demek isteniyor burada. Ama bakın zaten kendisi de açıklık getirmiş buna.Nasıl mı? Hayatsızlığın dibine vurmuşum’’ Birbirini tamamlıyor bölümler kendini.Kendi kendine akıyor…
''Size sesleniyorum! Dinleyin efendiler! Sizin olsun yer-gök-denizler D okumayın dünlerimi Şart olsun yakasım var benim tek kibritle bugünü...''
Seslendikleri hâlâ anlamamış sanırım, ne demek istediğini ve ne istediğini şairin.Durmadan seslenmek zorunda kalmış, bundan dolayı. Geçmişime dokunmayın,ama gelecek sizin olsun’diyerek isyan çığlıklarını bırakıyor bahçelerine onların. Her şey sizin olsun;ama dokunmayın güneşime’ diyebilir miyiz burada?
Ama ''yer-gök-deniz'',burada dünyayı bırakmış onlara.Beni benimle bırakın,ne yapacaksanız yapın’der gibi.
Size sesleniyorum! Dinleyin efendiler! Sizin olsun yer-gök-denizler D okumayın dünlerimi Şart olsun yakasım var benim tek kibritle bugünü ....yorumsuz güzel di yüreğinize sağlık
Zeynep Sümer tarafından 12/15/2011 4:35:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ölümün kıyısında gergefle işlenirken Zaman Ne olduğu bilinmeyen kapının ardında saklanır Hayat Ve Açtığınızda kapıyı Karşınıza çıkan kabullendiğiniz yazgınızdır.
şiirdi...yorumda..deminde demlendğim... kutladım..iki şiir yüreği!!
Geçmişe duyulan özlem gelecekten duyulan kaygı,bilinmeyenin verdiği korkuyla beslenen,yapılamayanların verdiği pişmanlıkla harlanan özlem duygusu yansımış anlamlı dizelerinize.Okudukça düşündüren hüzün dolu dizelere sitemde eklenmiş.beğeniyle okudum kutlarım .Umarım hazan bulutları yok olur güneşli güzel günleri bahar tadında yaşarsınız umut dolu günler sizin olsun selam saygımla..
Tamirat edilmiş umutlarım, dayanamıyorum.Bir serçe kanadında beni de götür,Dudaklarıma ateş düşüyor, sana susadım,yokluğun kıvılcım, güllerin arasında gözlerine yandım ve son noktayı koyuyorum siyah/beyaz film şeridinde diyen nacizane yazıtınızı can-ı gönülden tebrik ederim sev gili şairim.sevgiyle kalın hoş kalasınız.
.............................................................................A. Siegtried.
ŞİİRİ BEĞENDİM... ....................................... Saygı ve selamlar..