Matem tutan eller değildir yürek için. Yürek için ellerdir matem tutulan bir hiç’liğin!
Büyükler oyun oynamaz derlerdi küçükken çok da küçük değilken hani ilk aşklar tahta sıralarda başlamışken
Zaman, ne kadar da mühimdi sanki cihan harbine koşar gibiydi çocuklar teneffüs saatleri
Ambalajları vardı okula en yakın dükkânların buzlu dondurma, leblebi tozu, envai çeşit kandırmaca leylaydı bir küçük ciklete şimdinin hanımı Mualla
Küçüktü herkes, büyük olmak için hayaller kurardı açığa vurulmayacak ayıplar saklıydı kunduralarda tak tak, vezir parmakları dedikleri zat muallim Behzat
İlk şiirini o sırada yazmıştı Necip kimse görmemişti nazik Orhan’ın nemli gözlerini sahilde inecek vardı, atlıkarınca misali motorsuzdu seferi
Büyüktü küçücük yüreklerin hayalleri, büyük olmayacak kadar ilk beyitiyle o zaman küfrediyordu şapkasız Nuri elinde bir bohça, bir de saçları uzunlar için tarak
Zaman ne kadar da mühimdi bitti denilen yerde, hiç silinmeyecek hatıralar vardı sarhoştu gün, şimdi; başı dönen bir ayyaştı
İstanbul’du nev-i münhasır, külüstür bir Tofaş mezarlar bile dolmuştu yeni yüzyıl bir vakit dudaklarına dokunacak güvercindi deniz kenarında boş midye kabukları
-asit yapar, fazla yeme oğlum hemi!
Kelimeler namusluydu heceler annenin görünmeyen mabedi çilekeş Ayasofya’da okunan gizli bir ezan deden görürde beddua etmesin derdi, aman da aman sevgilerin rüyasını bozarken sahte bir ahd-ü peyman kırışık aşklarına kurban etmişti büyükler, küçükleri
İlk şiirler kadar maviydi hatıralar matbaalarda dizgiciydi usta parmaklar kahve daha mı güzeldi su daha berrak yoksa yalan mıydı bizden öncekiler gibi yazılanlar
Yatağın altında saklı nineden kalma kül tablası loş ışığı da giderse, kokulu bir kandil macerası büyükler hiç oyun oynamaz derlerdi, hiç hem de çok da küçük değildi hani o zaman küçükler de
Altını ıslatan bir çocuğun yüreği kadar olamadı büyüklük!
-tomeytos, piber, patlicaannnn
Macır Ali’nin kirli elleri bile daha temizdi aşk denen yavşaklığa sarılanmış büyüklerden çocukluğa gidecek mavi bir minibüs olmuştu şiirler onlar büyük olduklarını dahi anlamadıklarından
Hala küçükleri kandırmaya devam ediyordu büyükler utanmıyordu da hiçbiri oyunun alasını oynuyordu kendileri küçükleri koltuklara hapsedip yüreklerini çekiştirip
-Vınn, tırında tırınnn… kızım bak nasıl işkence çekiyor yüreğim!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yürek Toslatmaca şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yürek Toslatmaca şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sayın Hakkın Sesi, bugün bir yerde daha yazdım.Biz geleceğimizi emanet edeceğimiz nesilleri yetiştirmeyi bilemedik maalesef. Bu işler gelenek görenekle sınırlı kalınca kandırdık sandıklarımızı kandıramıyoruz işte...Akla mantığa bilime yönelip okullarda ders olarak okutup eğitmeliyiz anaları babaları/adayları...Kandırmacayı yutmuyorlarmış.Pek güzel anlatmışsınız tebrik eder sevgiler sunarım.
Bu işler gelenek görenekle sınırlı kalınca kandırdık sandıklarımızı kandıramıyoruz işte...Akla mantığa bilime yönelip okullarda ders olarak okutup eğitmeliyiz anaları babaları/adayları...Kandırmacayı yutmuyorlarmış.Pek güzel anlatmışsınız tebrik eder sevgiler sunarım.