Mordu Gecenin Ayakları
Nefesi kesiliyordu kıvrık uçlu hayallerimin
izbelikti sakladığım her noktanın sonu saçlarıma değen soluğunda çatlarken nefesim yakardı geçmişi bir kor alırdı her yanı kelimeleri yüklerdim kağıt kayıklara açılırken yelkeni düşlerimin sana boğulurdu sus denizin dalgalarında hecelerim geçmeden zaman ayakların altından düşüyor boyalı duvarlara, pankartlara Ay ışığının dilinde parlardı ellerimin kesiği unuttum dediğim yerden dökülürdün damla damla ayakları mordu soğuk gecelerimin parmak uçlarımı üflemekten dudaklarım kuru kulaklarımda dişsiz bir adamın gülüşü cilalı sözcüklerinin önünde edepsiz düşlerimin diz çöküşü yamalı geçmişim sökülürken dikişlerinden Sarkmıştı yüzümün astarı korkular besliyordum koynunda saklıyordum kendimi tek nefeslik cümlelerin arkasına arsız bir kırmızı dudak gibiydi kapı aralığından bakışın puslarını silkeliyordun gözlerindeki hayallerin gözyaşlarını siliyordum kırmızı rug/anlı boynu bükük cümlelerin beli bükük zamanın titrek elleri izinsiz düşerdi yıldızlar geceleri dekoltesine ikindi zamanı üryan bir çizgi bırakır parlak tenine yol yol iner güneşin dudaklarından öperdi çoban yıldızını takarken saçlarına ayın duvağını kaldırdı incelmiş yüreğini yüklenirken omuzlarına yağmur kokmasaydı birde saçlarında sevmezdim belki bu kadar kavruk yüzünü düş kırıntısı mıydı yoksa gördüğüm içimi doldururken ruhumu boşaltıyordu Yoksa sen kadar keskindi kaleme düşen paçavra kelimeler aslında düş kesiği değildi köprülerden itilen dil atığıydı bir şiirin intiharıydı satırlara düşülen ayaklarımda zincirlenmiş sahte cümleler taş merdivenlerin soğuk telaşı çıkıyordu ağır ağır geleceğe, ıskalanmış geçmişin bırakırken geride aşkın kahramanı olarak geçtim tarih kitaplarına kesiliyor soluğu dökülürken lime lime dilinden iğfal edilişi aşkın edebin terini sürerken tenime/ diz çöker bir geyşa boyun eğişinde bahtının önünde Yürür adımları güneşin ışığında sıvazlar gecenin kuzguni saçlarını büyülü kelimeler üfler tenine soyunur günahın gölgesine kızıl bir hale düşürür göğsünün üstüne kayıp gider taş kaldırımların arasına gecenin kaçamak duygularını doldururken valizine merdivenler gıcırdar bir sağanak düşer kağıda beyaz zarflarda sokulur gidişler kelimelerin arasına ve düşlerini toplar apar topar bir gidişi iteler ayağı ile ince topukları ezerken zamanı başı vurulur aşklar ölür anılar başlar yeni bir gün ortası ucu açık kelimelerin aranıyor zanlısı |
ikindi zamanı üryan bir çizgi bırakır parlak tenine
yol yol iner güneşin dudaklarından öperdi
çoban yıldızını takarken saçlarına
ayın duvağını kaldırdı
incelmiş yüreğini yüklenirken omuzlarına
yağmur kokmasaydı birde saçlarında
sevmezdim belki bu kadar kavruk yüzünü
düş kırıntısı mıydı yoksa gördüğüm
içimi doldururken
ruhumu boşaltıyordu.
Günün mükemmel dizelerini yazan sevgilii şairemi tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.selam sevgi ile.