Sitem
Ateşi Suzan’la, yandıkça yandım,
Sevda çöllerinin, vahası yok mu? Merhamet seması, coşacak sandım, Kıtlıkta kırk damla, akası yok mu? Canan ateş, canım ona pervane Dudaklar kurudu, boştur peymane, Ne meyhaneci var, nede meyhane, Bir kadeh sunacak, sakası yok mu? Gülde küskün, karanfilde, lalede, Çürür gider, başak vermez tanede Kerem deryasında, şifa hanede, Derdin dertsizlikle, takası yok mu? Kahır dünyasının, elemi sabit, Bilip gören oyken, halime şahit, Nefsim için değil, ruhuma ait, Bir avuç sevincin, dahası yok mu? Zevk mi verir ona? Çektiğim çile, Bağrına bastıkça, düşürür dile, Okkamız on para, etmese bile, Can verme sırrının, pahası yok mu? Çok şey mi istedim, eli mi dar da? Vermek mi zor geldi? Hazine var da, Yalvar-sız yakarsız, hem de art arda, Kalbi dileklerin, aha-sı yok mu? Yaralıyı sardı, bir garip hüzün, Şaşkını olmuşum, eğrinin düzün, Cömertlik sultanı, o Ekrem yüzün, Dönüp bizden yana, bakası yok mu? 08.12.2011…Mustafa Yaralı Tarih:09 Aralık 2011 Cuma 01:42:33 Molla kasım olarak geldim. Şiirinizi kendimce irdeledim altta. Eğer yanlışım varsa düzeltilmesini arz ederim. mesela; Sitem Ateşi Suzan’la, yandıkça yandım, Sevda çöllerinin, vahası yok mu? Merhamet seması, coşacak sandım, Kıtlıkta kırk damla, akası yok mu? 1. mısra:"Ateş-i suzan..." olmalı. Virgül olmamalı, sonunda nokta konulmalı. 2. mısra: virgül kaldırılmalı. 3. mısra: virgül kaldırılmalı, sonunda nokta olmalı. 4. mısra : virgül olmamalı. Canan ateş, canım ona pervane Dudaklar kurudu, boştur peymane, Ne meyhaneci var, nede meyhane, Bir kadeh sunacak, sakası yok mu? 5. mısra: sonda nokta. 6. mısra: sonda nokta. 7. mısra: ne-de -de eki ayrı ve sonda nokta veya ünlem. 8.mısra: virgül olmamalı. Gülde küskün, karanfilde, lalede, Çürür gider, başak vermez tanede Kerem deryasında, şifa hanede, Derdin dertsizlikle, takası yok mu? 10. mısra: sonda nokta. 12. mısra: virgül olmamalı. Kahır dünyasının, elemi sabit, Bilip gören oyken, halime şahit, Nefsim için değil, ruhuma ait, Bir avuç sevincin, dahası yok mu? 13.mısra: virgül olmamalı, sona ünlem konulmalı. 14. mısra: O’yken olmalı ve sona ünlem konulmalı. 15. mısra: sona ünlem koyulmalı. 16. mısra: virgül olmamalı. Zevk mi verir ona? Çektiğim çile, Bağrına bastıkça, düşürür dile, Okkamız on para, etmese bile, Can verme sırrının, pahası yok mu? 17. mısra: O’na olmalı ve soru işareti sona konulmalı. 18. mısra: virgüller olmamalı, sonda nokta olmalı. 19.mısra: virgüller olmamalı, sonda ünlem olmalı. 20. mısra: virgül olmamalı. Çok şey mi istedim, eli mi dar da? Vermek mi zor geldi? Hazine var da, Yalvar-sız yakarsız, hem de art arda, Kalbi dileklerin, aha-sı yok mu? 21.mısra: "...dar da?" -da eki bitişik. virgül olmamalı, sonda nokta olmalı. 22. mısra: ikileme arasına kısa çizgi, sonda nokta olmalı. 23. mısra: "yalvarsız-yakarsız" olmalı. 24. mısra: virgül olmamalı. Yaralıyı sardı, bir garip hüzün, Şaşkını olmuşum, eğrinin düzün, Cömertlik sultanı, o Ekrem yüzün, Dönüp bizden yana, bakası yok mu? 25. mısra: sonda nokta olmalı. 26. mısra: "eğrinin-düzün" ikileme arası kısa çizgi, sonda nokta 28. mısra: virgül olmamalı İnceltme işaretleri hususunda da gözden geçirilirsa daha güzel olur sanırım. Selam ,saygı ve dua ile Hayırlı geceler. Ekrem AKBUNAR Molla Kasım Boşa yorulmuşsun mübarek adam Ben ehli harabım şair değilim Ömür enkazıyla doludur odam Kabuğun içiyim sair değilim Sitem çığlıklarım duyulmuyorsa İmla kuralına uyulmuyorsa Noktası virgülü konulmuyorsa Mananın dışına dair değilim Molla kasımları bildik bileli Mısralar çok dertli içi çileli, Eleştirin doğru övmek hileli Şairlikten yana Tahir değilim. Bilirsin arifler zarfa bakmazlar Mazrufa dalarlar dışa çıkmazlar Gönül mekânını yakıp yıkmazlar Gerçi dükkânım var tacir değilim Yaralı çocuk mu neye sevine Deryada gezenin sahil neyine Beni yalnız bırak var git evine Editör olmaya mahir değilim Mustafa Yaralı Sayın Ekrem Akbunar Bey İlgi ve alakanıza minnettarım Ben sanayici enkazıyım, altında kaldığım ağır yüklerin verdiği acılarla sadece sıkıntılarımı uyduruk kaydırık dile getirmeye çalışıyorum. Şiirde iddiam yok, aferin beklemiyorum, sadece öylesine yazıyorum. Eksiğile, hatasıyla kusuruyla işte Mustafa Yaralı. Siz nezaketen eleştiriyi mesaj marifetiyle yollamışsınız, teşekkür ederim. Ama ben sayfama alıyorum. En kalbi sevgi, saygı ve selamlar. |
Boşa yorulmadım Yaralı Bey’im,
Gönülden gönüle selam eyledim.
İdrâk enkazını kaldıran şiir,
İrfân meclisine kelam eyledim.
Çığlığın sükûtu destan dinletir.
İmlâ mecrasında ney’i inletir.
Mimarın düşünü işçi anlatır.
Hünkârın gönlüne elem eyledim.
Yunus olan Molla Kasım arasın.
Şiirinde Mecnun-Leyla yürüsün.
Karlı dağ başını duman bürüsün.
Penguen tüyünü kalem eyledim.
Bilemem, ârifin hâli nicedir?
Ârifanın gönlü dâim yücedir.
Gönül dostlarına sözün acıdır.
Müşterin değilim, ilim eyledim.
Dünyevî ağılda, sağıldım geldim.
Deryalar derinmiş, boğuldum geldim.
Edep kapısından eğildim geldim.
Ben de kovulmayı talim eyledim!
Ekrem AKBUNAR
Değerli abim...
Şu şiir sitelerinde öğrendiğim bir şey var. Eleştireceksen özelden eleştir, umuma verme. Umumun sesi çok ve her telden çıkar. Kaş yapayım derken gözden olursun. Bu yüzden özel mesaj göndermiştim.
Dilbilgisi çok geniş bir mevzuu olduğu için bir çok farklı görüş var. Kimi şiirler imla bile istemez. Kimi şiirler de imlasız olmaz. Şiir kendi mecrasında akıp çevresine zarar vermiyorsa imlaya (nokta, virgül vs) gerek yoktur. Fakat başından imla ile başlanıldıysa ortasına, sonuna bentler konulmalı. Siz bu şiirinize imla ile başladığınız için ve isminize saygı duyduğum ve aşina olduğum için şiirinizi irdelemiştim. Molla Kasım'lık da latife olsun diyeydi. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim. Çünkü bende öyle bir intiba uyandı. Şu kısacık yazıyı bile irdelesek bir çok imla hatası çıkacağı da malum. Yine de hiç bir şey yapmamaktansa küçük yanlışlar yapa yapa doğruyu aramak en güzeli.
Sizi yalnız bırakmak istemsem de verdiğiniz öğüdü tutmaya çalışacağım.
"Beni yalnız bırak var git evine
Editör olmaya mahir değilim"
Selam saygı ve dua ile.