(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
En çok şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
En çok şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Say ki gittin Biter mi Diner mi yürek ağrısı Üstüne üstlük Bir hasret eklenir ki O da gitmenin cabası
Kurdelası eksik gibi geldi şiirin Ama ne fark eder ben çoktan kordelasını taktım bile Duru bir dille çok güzel bir anlatım Çokça tebrik ediyorum Sevgili Sera Selam ve saygılarımla...
Yaşam bu Böyle bir süreç bazen düğüm olur boğazda sözler, bazen alıp başımızı gitmeleri severiz böyle. Ama biliriz ki her giden ardında hüzünler bırakır. Hoş ve etkili söylemler. Derinden derine bir iç çekiş. Beğeniyle paylaştım . Ustaca dizeleri
Gariplik! Bir şairin bütün sermayesi... Sermayesini tüketirken Dilinde belirir; koca bir HİÇ'lik... Söyle şairem söyle; Ne kadar bakir cümlen varsa hepsini birden söyle... ~BİZce~
Bu şiire en çok kırmızı kurdele yakışırıd ya... Gene de bir böcek konmuş...
Şiir yazan çok ama şiir gibi şiir yazan yok bu bir gerçektir.
"Gerçek şiirin, asıl sanat eserinin kendi varlığından başka bir amacı yoktur. Kendisinde başlar, kendisinde biter. Bütün soyluluğu da buradan gelir. (Valéry)
Sevgili Sera'nın şiirleri elit olduğu kadar yorumları da besleyici ve yapıcıdır.
Bu şiirde olduğu gibi...
"Tek bildiğim! Hayat sahnesinde üç beş nöbetindeyken Pembe yalanlara sığınan maskeli süvariler Takılıp ağlara kıyıya vuran balık gibiyim. "
Pembe yalanlar hep durur gerçekle gerçeksizlik arasında, maskeli süvariler kendinden daha gözü kara buldu muydu saldırır. Hayat bir sahnedir ve biz oyuncularıyız işte şair görünmeyeni gördüren, görünen kılan emekçilerdir. İnce bir sitem ve kıranlara kırılamayan bir yürek duruşu vardır sevgili Sera'mızın. çok ince ve hasas duygularıyla naif bir şiir elemiş yüreğinden damıtarak...
"Gitmek istiyorum... "Yanıma almayı istediğim üç şey falan da yok" Sadece alıp başımı gitmek."
Gitmeyi arzulasa da gitmemeli; "bir şiir asla bitmez yalnızca terkedilir" Paul Valery. ben de istiyorum ki şiir de şair de bitmememeli .
Hayır tanımadım. Tıpkı sizin ve herkes gibi; benim de yazdıklarını hayranlıkla okuyup-takip ettiğim kalemler elbet var. Bunlar harici; Gün içinde yayınlanmış; İsmi-niki nedir bakmadan, bilmeden-ki bunun hiçte önemi olmadan- okuduğum şiir sayısını ben bile bilmiyorum... Bu sebeple kusura bakmayın, tanımam hatırlamam zaten mümkün değil.
Merhaba, ben sürekli yorumlarınızı okuyor ve değerlendiriyorum. Belki Gizli bir hayranızım... Övgülerime gelince hakediyorsunuz inanın. zorgun devrim:)
Sürekli olarak aynı yerde kalmalar bazen acı bazen sıkıntı veriyor, İşte o zaman duygular harekete geçip isyanlara oynuyor. Yürekten Tebrikler.Çok beğendim. Saygılarımla ...
Bir hanımın şiirinde üç-beş nöbetlerinden söz etmesi ilginçti. Yaşamın buna benzetilmesi ? Askerde en sevilmeyen nöbettir çünkü...
Sonra ''Bakın şu garipliğe! Şair diyorlar bir de bana Yazdıklarım şiir değil ki Söylenemedik sözlerin içinde Yürek tellerinin sızısı her biri Bilmiyorlar...''
Bir anda tüm duyabilen yüreklerin sesi olmuş bu dizeleriniz. Kutluyorum sizi.
Şiir; Yansıtılan yaşanmış-yaşanmamışlıkları, sevilip-sevilmeyenleri sorgulama; bu duyuşun-düşüncelerin, bakış açılarının deyişe dönüştürülmesi; Ve... İçinde olmazları oldurup-barındırırken, mantıktan çok duyguların tercümanı olan değil mi zaten...
Ses olabilmişse şiir yüreklere ne büyük bahtiyarlık. Teşekkür ederim saygıyla...
Şiirin içerisinde de geçirmişsiniz aslında içinizden geçen duygular olduğunu, bir dışa vurum belkide patlama olduğunu... Bana zorlanmış, kafası karışmış bir şiir gibi göründü bu eser... Acizane bir eleştirimde şudur ki betimleme yani soyut anlatım, yani benzetme dolaylı yoldan birşey söylemektir ama o dolaylı yol da söylenmek istenen kapıya çıkar. Bir örnek yazdığınızdan mesela; Tek bildiğim! Hayat sahnesinde üç beş nöbetindeyken Pembe yalanlara sığınan maskeli süvariler Takılıp ağlara kıyıya vuran balık gibiyim. Bu dörtlükteki ne varılmak istenen, ne anlatılmak istenen ne de betimlenen mısralar doğru gelmedi bana... Anlaşılmaz, mantık hatalarıyla dolu ve garip bir durum. "sürçülisan ettiysek afola" saygılarımla...
Ben eleştirimi yeterince açık yaptığımı düşünüyorum. Hayal gücü başka, betimleme başka şeydir. Şiirden ne anladıysanız ya da şiir size ne hissettirdiyse gibi bir yaklaşımın evrensel sanat anlayışından şiiri uzaklaştıracağını düşünüyorum. "Folklorik eserler elbetteki bunun dışındadır". "Yaşanılanın ve yaşanmakta olanın dökülüşüdür dizelere düşen" cümlenize de tam olarak katılmıyorum. Eğer söylediğiniz gibi olur ise biyografi olur.
Olgun Onur bey, bahsettiğiniz yazıyı zaten okumuştum... Müsadeniz ile eleştirinin ne olduğunu bilip bilmediğimi sizden öğrenmeyeyim ;) Neyi bilip bilmediğimi de siz bilmeyin... Sayfaya bıraktığınız fikir doğrudan benim eleştirim ile ilgili ve yazdığınız yer eleştiri kutucuğudur. Saygılar...
"Hayat sahnesinde üç beş nöbetindeyken Pembe yalanlara sığınan maskeli süvariler Takılıp ağlara kıyıya vuran balık gibiyim. "
Şiirde hiç bir betimleme olmazsa;ilğinç gelen kavramlar bulunmazsa ,seni alıp bir yerden bir yere götürmezse ve yazımlar tamamen mantık için de oldugu gibi yazılırsa zaten adı şiir olmaz. adı otobiyografi,biyografi haber olur... Biliriz ki; Yaşanılanın ve yaşanmakta olanın dökülüşüdür dizelere düşen sözlerimiz bir eksik bir fazla ve bu düşenler kimine göre mantıklıdır kimine göre değildir... Zaten şiirin amacıda çok yönlü bir göreceliğe sahip olabilmesi degilmidr.. Şairin anlattıgını ,anlattıgı gibi algılarsak okurken kendimizden hayal gücümüzden bir şeyler katmazsak benliğimizde şiiri çoğaltmazsak o anlatı zaten amacına ulaşmaz... Bütün bunlar göz önüne alındıgında karşımda duran şiir amacına ulaşmıştır anlatılmak istenen net olarak anlatılmıştır geçişlerde akışında aksalık yoktur bütünlük sağlanmıştır...
Sera ; Siz yaptığınız açıklamadaki duyguları şiirdeki betimleme ile, yani aslında o dörtlükte, hatta şiirin bütünü ile, anlatılmak isteneni anlatmış olmalıydınız diye düşünüyorum. Zira şiir en çok u en az harf kullanarak anlatma sanatıdır. Ben eleştirim belkide daha anlaşılır yapmalıydım. Kastım şudur ki; Şahsi olarak benim anlayıp anlamamam çok önemli değil. Şiir zaten kendini en iyi ifade eden yazı biçimidir. Bazen tek bir mısra ile bir romancının yüzlerce sayfada anlatamadığını anlatırsınız. Ben bir okuyucu olarak açıklamanızdaki göndermeyi, duyguları ve şiirin önermesini şiiri okuduğum anda da anlayabilmeliydim. Eğer yazarken duyumsadıklarımız ile yazdığımız eserdeki mısralar örtüşüyor ise şiir olmuş demektir. Sizin yazarken hissettiklerinizi bende okurken düşünebiliyor isem o şiir kimliğini bulmuş demektir.
OlgunOnur; Eleştrime açıklık kazandırarak aslında sizin eleştirinizide açığa kavuşturduğumu düşünüyorum. Ancak şiirde ve diğer tüm edebi eserlerde ironi, benzetme, teşbih vb. Tekniklerin de yine bir mantık silsilesi içerisinde yapıldığını, bir metematiği olduğunu hatırlatmak isterim. En serseri türlerden biri olan absürt ün bile bir matematiği ve mantık silsilesi vardır. Hayal gücü ve imgesel anlatım elbette ki yazarın tercihi ve yeteneği doğrultsundadır. İmgesel anlatımın en büyük üstatlarından biri olan "Edip Cansever" in bile mantıksız tek bir şiiri yoktur. Ör/ Çağrılmayan yakup şiirinde bir mısrada " Kurbağalara bakmaktan geliyordu yakup, yakup, yakup..." diye seslenir. Şiirin alt metni bir mahkemede yargılanmakta olan karakterin mübaşir tarafından çağrılmasıdır. Görüldüğü gibi ilk bakışta çok mantıksız gibi görünse bile mısra aslında derin bir anlam ve ironi içermektedir.
Şiirde mantık kargaşasına düşmek gibi bir yanılgı kişiyi şiirden uzaklaştırır. Şiir olmazları oldurur, denizleri derelere akıtır, şelaleleri aşağıdan yukarıya höykürtebilir.
Şiire yönelik yapılan her yorum kıymetlidir nazarımda. Eleştiri de. Bu düşünceyle ve salt okunup geçmeksizin irdelenmesi bilakis memnun etti tarafımı.
Size karışık gelen-anlayamadığınız;
"Hayat sahnesinde üç beş nöbetindeyken Pembe yalanlara sığınan maskeli süvariler Takılıp ağlara kıyıya vuran balık gibiyim."
bu bölümü: Anlatıp- mantık çerçevesinde-betimlemelere açıklık getireyim hemen.
Diyorum ki;
"Hayat denilen sahnede; adına pembe yalan denilenlerin ardına sığınan yüzlerine maske takmış bir alay insan nöbet tutarken ve süvariler gibi atlarına binip yaşam yolunda koştururken bu durumu gören-gözlemleyen su yüzüne çıkamayan ben; kıyıya vuran balık kadar şaşkın bir çırıpınıştayım"
öyle anlar oluyor ki, insan yalnızca bir kuru başıyla kaçmak istiyor hayatın cilvesinden, siteminden, nazından bazen insan kendinden bile gitmek istiyor...
çok güzel bir anlatımdı. kutluyorum bu değerli emeği sevgim ile
Bilirsiniz; Eskiden dalınca satırlara-satıraralarındaki duygu-düşüncelere kolayına çıkamıyordum. Bu sebeple uzun oluyordu yorumlarım. Lakin bunu yapmak-yazmak epey zamanımı alıyordu.
Şimdi çok şiir okuma, az-kısa yazma:))
Hiç bir yorumunuz olmasa bile, tarafınızdan okunmak büyük bahtiyarlık. Çok teşekkür ederim sevgimle...
banada gitme isteği gelince arada bir bir köy var uzakta kimselerin bilmediği gidip o köyde nefes alırım hani öyle valizsiz hani öyle vizesiz sorgusuz sualsiz
ama ben üç şey alırım yanıma canım çantasızda gidilmez ya :) telefon zaten çekmiyor orda da ama gene bi iki şey almak lazım :))
gel beraber gidelim o köye şimdi öylesine güzelki her yer sarı turuncu yapraklar .deli coşkun akan dere . gidelim dersen götürürüm senide . ne dersin :) sevgimle
kendim oldum şiirde, gitmek isteyip de gidemediğimden... iç sesimiz bizi savuruyor bazen istediği yöne. en çokta acıyan yanımız bizi uzaklaştırıyor her şey den. ahhh ahh dedirtti dizeler. ne gözel seslenmiş gönlün, şiirdin... gönlüne sağlık... sevgiler.
Beni de götür demeyeceğim sera. Gitmek isteyen çoktan yol alıyor bilirsin işte...
Ve ne zaman kaybolmak istesem kentin sokaklarında, O zaman bir meşguliyet çıkar karşıma Ya da yabancı yüzler korkutur, yakınımdakileri tanıyamamışken..
Ve iç sesini dinlemek... Her zaman mı doğruyu söyler? içimin derin çekişmesiyle Ben benden bile giderken Derinliğine daldığım duygularda kayboldu Ve silindi çekişmeli ince sızım...
Geriye gitmek istiyorum'un izi kaldı, Gidememişim ben hiç Ne benden , ne ondan...
İşte ben "EN ÇOK" Gitmek istemeyi sevdim sanırım... Ruhuma kaçış olanından...
Mütevazi gönlü kutlarım...
.............................................. Saygı ve selamlar..