KÜREgöreceğim geriye dönüp baktığımda boş ve anlamsız bir rüya yarısı yanık dizilmiş film şeridine tutuklu saatin üstünde minicik bir kadran döner durur ömür boyunca zemberek ne yana kurulduysa kalacak elimde katlanmışlığım zamanın içinde zamanı bu günü de yarına kurban saymışlığım kim işlemiş… bu yüzün dantelasını kim.. eksik değil mi? bir iki ilmek var olan tam göbeğinde koca bir delik yoktu doğuştan eğdikçe boynumu hırslarıma nice kelebekler uçuştu nice karıncalar geçti yolumdan aval aval oturup güneşin alnında amaçsız umarsız çoğu zaman kaygısız ve hep birisine yanaşıp yaşamışım yapışık yıllar geçtikçe ağaçlandı filizler ve bütün dallar çıktı dar köhne sokaklara kol gezdi pembe umutlar kurtların köpeklerin voltasında karşına çıkan karanlıkta sokak soysuzları daima hedefine kilitli işte… bu yüzden silinmedi sırtımdaki diş izleri yapraklar başladığında damarlanmaya çiçekler direnir gübreye yüz tutmaya illaki günahlı her aşk çıkmazı sonunda zehirli geceler her daim kararsız sabahlara kurtarılmış bölgede yaşamakta ısrarlı azınlıkta kalan etnik sevgiler ümitsizlik yok ettikçe hayalleri ibaretim sadece gövdeden ve saklı içinde dinmeyen öfkem varlıkla yokluk arasında mekik dokuyan bir küre ne kadar küçükse çapı o kadar fazlaymış yararı ödül kürenin içini doldurabilene şaire de demek düşer ‘’aşk olsun becerebilene’’ Blackless |
Gerçi okullar açıldı açılalı bilgisayar başında kalamıyoruz eskisi gibi.
Süper bir çalışma. İyi ki de okumuşum...
Yüreğinize sağlık!