Yağar üst üste
Kelamdan öteye geçmezse tevhit,
İnkârlar yağıyor, inkâr üstüne. Cahil ne Allah’a ne şirke şehit, İhbarlar Yağıyor, ihbar üstüne. Üslubu kendini verince ele, Benziyor, merhemi olmayan kele, Zünnar kuşağını sararsa bele, İhzarlar yağıyor, ihzar üstüne. İnsanlık rüştüne eremeyene, Büyük mahkemeyi göremeyene, Üç kuruşa kıyıp veremeyene, İhtarlar yağıyor, ihtar üstüne. Üstünlük taslarken hiçli hiçsize, Ben doluyum demez içli içsize. Tahakküm ederken güçlü güçsüze, İcbarlar yağıyor, icbar üstüne. Birçoğu, kadana görüyor tayı, O hesaba göre, alıyor payı, On bir ay toklara, Ramazan ayı, İftarlar yağıyor, iftar üstüne. Kurban yaklaşırken, hayvan ararken, Sözler abartılı, işi zararken, Fakir fukaranın içi yanarken, İthamlar yağıyor, itham üstüne. Kendi öz yurdunda, garip olana, Kurban olup gider, yalan talana, Yoksulluk yüzünden, ceza alana, İhbarlar yağıyor, ihbar üstüne. Kış geldi, buz gibi her köşe bucak, Garibi kim anlar, kim açar kucak, Zenginin kesesi, evi de sıcak, İmkânlar yağıyor, imkân üstüne. “Secde et yaklaş” ı gönül duyunca, Yaralı serilir, boylu boyunca, Tevhidin aslına, aslım uyunca, İkrarlar yağıyor ikrar üstüne 31.10.2011…Mustafa Yaralı |
ekbenem tarafından 11/5/2011 7:12:37 PM zamanında düzenlenmiştir.