Şah banaÜç kuruş etmedim, beni sattılar, Hayvan kadar, olamadım ah bana. Kırk kapıdan kovup, yardan attılar, Dedim ki; bu yakışırdı, hah bana. Padişahtır beni mahzun edenim, Ona âşık olmak imiş nedenim, Cehennemde buz keserken bedenim, Cennet, cennet dedikleri, nah bana. Yılan gibi, eğri büğrü yollarım, Yokuşlarda, sağ yanımı sollarım, Yıldızlara, uzanamaz kollarım, Güneşim yok, selem vermez mah bana. Evren nerden alıyor ki? Ceryanı, Karanlıkken nur kaplıyor her yanı, Çarkıfelek döndürürken devranı, Çeviriyor, gâh kendine gâh bana. İçimizde, kıyametler kopalı, Ne silahlı, nede eli sopalı, Taşır olduk keli, körü, topalı, Haram oldu, baştan sona, cah bana. Kahrı lütfü, her an beni bulursa, Nefis hortlar, diklenerek durursa, Hikmetinden, şikâyetim olursa, İşte o dem, yazık bana, vah bana. Yardan yara, nice dağlar aşmışım, Firar edip, ondan ona kaçmışım, Yaralıyım, yaraları açmışım, Damarımdan, daha yakın, şah bana. 04.11.2011…Mustafa Yaralı |
Nefis hortlar, diklenerek durursa,
Hikmetinden, şikâyetim olursa,
İşte o dem, yazık bana, vah bana.
İşte o dem, yazık bana, vah bana da, vah bana da...