ÇİFTE SONBAHARbidünya toz arasında, tek onun kokusu anlamsız/ değersiz/ savrulan masa sandalye, kap kacak, kilim bir ulumanın içinde yuvalanıyor ölüm! dumansız tütüyor ateşi susacak nefesler birazdan kara bahtlı çocuk beyaz bir iplik ilmeği vermedi eline hayat denizi bilmezken hiç yaşayamadığın dünyalara, yelken açamamışken daha yapamadığın kumdan kaleler kat kat üzerinde yığılı şimdi geçiş yok karanlıktan yeşilin neşesi solarken bahçende çook uzaklardan, hayâl meyâl bir mişli masal duyacak kulağın gözündeki yaşama arzunun üzerine serpilen topraktan kapandı umut ışığın paslanmış çıkrığıyla acılar boşaltılacak yarınlara boş kuyudan kalan köz, küllenmeyecek hiçbir zaman avuntusuz gelecek bahar hüzünler göç etmeyecek saatler durdu ve de hayatlar kesildi pınarın suyu kimsesizliğe aktı kendi içinde hem siyah, hem beyazı giydiren bu çifte sonbahar!... ey vebâl arsızları! /doymadınız… sindirdiniz midenizde yediklerinizi söyleyin şimdi köklerini söküp gündüzü gömerken gece gülüşü dudakta kalan bunca cansız bakışa nasıl katlanacak vicdanınız?... Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
karlar belki umut oluyor o matemli ufuklara tebrikler değerli yürek kaleminiz daim olsun