"Gözleriniz şeker kavanozuydu Umutlarım eğreti tahta merdiven Uzun boylu bir çocuk olsam da Cüretimi aşamayacak kadar kısaydı kelimelerim Bu yüzden afili bir şiirim olmadı hiç Avuçlarım kirli sakalınızdan öteye tırmanamadı Hem zaten Kalbinizin trabzanları akışkan ve kaygandı Her dizüstü düşüşümde Sarı parkelere anlamsız mısralar kusuyordum Annemden önce kızıyordum kendime Şimdi biliyorum Yıldızların nasıl kaydığını ansızın Bir merdivenden düşer gibi Ve elleri nasıl yanar küçük bir kızın Göğün dudağına bastırınca Falanca bir geceydi Ne önemi var ki Henüz sağlam prensipleriniz var Ve hala diliniz Bahanelerinize tav Yamaladığım bulutların dikişleri sökük artık Mavi gökyüzüm kırık, çisil çisil düşkıran Biliyor musunuz bayım İçine çekilir bir şiir ölmeden..."
....
Hicran kokuyor bütün sokaklar Gece lambaları küskün kardeşleri oynuyor siyahla Göz kırpıyorlar en çok Neonlara dalıyor gözlerim her biri yıldız Jelatin giymiş bu kent ıssız
Oyun oynuyoruz bayım farkında mısınız? Kısa şortlu ve beyaz gömlekli kostümünüzle Haylaz bir oğlanın tebessümünü asıp dudağınıza Hırçın ve yabani bir külkedisinin hayallerini linç ediyorsunuz Ben bir banliyö kızıyım bayım Yüksek ökçeli düşlerim olmadı hiç Yalnızlıktan başka bir kralla aldatmadım babamı Aşka dair geçmişim Ve hatırladığım tek sevi İğfal edilmiş bir ömrün iki sayfalık romanı
Gece çökünce korkuyorum bayım Arka mahalleler benzemiyor sizin metropolünüze Opera ya da sinemaya bilet kesmiyor görevliler Şöminenin önünde ısınmıyor elleriniz Ve bir kadeh viski ve çikolatayla Tatlanmıyor damağınız
Çocuğum bir kayık salıncak mesafesi kadar Büyüğüm dokunsanız yıkılacak ülke gibi Ucuz ve basmakalıp hikâyem Ezberlerim delik deşik Sustu dilbaz yanım Dilsizim
Çifte su tabancası taşıyorsunuz bayım Biriktirdiğiniz gözyaşlarımla Ve kaçınılmaz sona tuzak her geri adım Düello ilanları yapıştırıyorsunuz billboardlara. Güneş gülüşlü darta Oklarla çerçeve telaşındasınız (Resmetmeye ölümün en son halini) Fakat bu tabloyu siz çoktan çizdiniz ve astınız Ben sizin eserinizim Ve uzanamıyorum bakışlarınıza Eğilip gözlerime baksanıza bayım, baksanıza...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçine Çekilir Bir Şiir Ölmeden şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İçine Çekilir Bir Şiir Ölmeden şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
degerli arkadasim, siirlerin bu tür seslendirmeleri yani sadece müzik iceren seslendirmeleri kaldiriliyor. Bu konuyla ilgili Sessiz Siirler isimli bir yazi eklemis bulunmaktayim. Haberdar etmek istedim. Siirlerin her zaman ki güzel tadinda... Selamlarimla.
Gece çökünce korkuyorum bayım Arka mahalleler benzemiyor sizin metropolünüze Opera ya da sinemaya bilet kesmiyor görevliler Şöminenin önünde ısınmıyor elleriniz Ve bir kadeh viski ve çikolatayla Tatlanmıyor damağınız
VE SEN BEN BU SATIRLAR DA KAYBOLURKEN AKDENİZ DE BİRYERLERDE ELİMDE BİR KALEM YANARKEN SICAĞINDA YAPAYALNIZ NERELERDESİN BE BAYIM???NERELERDESİNNNNN?????SÜPER BE YİNE ,,SÜPER,,
Çifte su tabancası taşıyorsunuz bayım Biriktirdiğiniz gözyaşlarımla Ve kaçınılmaz sona tuzak her geri adım Düello ilanları yapıştırıyorsunuz billboardlara. Güneş gülüşlü darta Oklarla çerçeve telaşındasınız (Resmetmeye ölümün en son halini) Fakat bu tabloyu siz çoktan çizdiniz ve astınız Ben sizin eserinizim Ve uzanamıyorum bakışlarınıza Eğilip gözlerime baksanıza bayım, baksanıza...
adressiz kaldım,önüm arkam karanlık sağım solum sis dolu bir ekim gecesi çocukluğun yarı yolda çaresizliği tüm anlamıyla mükemmeldi can-ı gönülden tebrik ederim sevgili şairem,sevgiyle kalın hoş kalasınız
kül kedisine; ***************** o bay biliyor mu? parmaklarınızla jelatin giymiş bir şehrin duvarlarına adını yazdığınızı!.. (şiirler bazen duvarlara yazılır)
o bay biliyor mu? gözlerinize hicran düşmüş yıldızları!.. (kayan sadece bir yıldız değildir)
o bay biliyor mu? ökçeli bir düşün banliyöde linç edildiğini!.. (alabora)
o bay biliyor mu? kalbindeki yırtık şehirlerin anatomisini!.. (3'ncü sayfa haberleri gibi)
o bay biliyor mu? düğümlenen sessizlikleri!.. (hepimiz aslında biraz fakiriz)
o bay biliyor mu? dilsiz büyüyen çocukluğunun ülkelerini!.. (ütopya)
o bay biliyor mu? gözlerine her şiirde bir his bıraktığınızı!.. (aşk talan)
tşk.
mavi_dans tarafından 10/9/2011 8:22:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sokaklara bıraktığımız oyuncağımızı yaşlı çocuklar kapmış.Bilemedik! Oysa ne çok ihtiyacımız vardı,bilemezsiniz.Geceye lambaları kim taktı,söndürün,sevgilimin gözleri yanıyor.
Geceye ne çok yakışmış öyle, bu renk. Kentler ıssızğılı giyinmiş.
‘’Yalnızlıktan başka bir kralla aldatmadım babamı’’
Babamı vurdular,yalnızdım,koştum koştum, sonra da baktım baş ucunda yalnızlık ağlıyor. İşte bu yüzden aldattım babamıı yalnızlıkla' gibiydi,desem Çok derin bir kuyu,su içmek istiyorum burada.
Geceye korkular asılmıştı.Ve bu korkuları biz topluyorduk.Bir kere şans verildi,oda korku çıktı. Korksam yanacak gün,korkmasam yalnızlık kaçacak. En iyisi yanmak..
''Gri ölüler çalışıyor gece vardiyasında''
Ölüleri verin bana,yaşayanları vereyim size. Gece vardiyası şimdi alın ölüleriniz,yaşam korkuyor.
Gece çökünce korkuyorum bayım Arka mahalleler benzemiyor sizin metropolünüze Opera ya da sinemaya bilet kesmiyor görevliler Şöminenin önünde ısınmıyor elleriniz Ve bir kadeh viski ve çikolatayla Tatlanmıyor damağınız ... harikasınız .. her dizesi....okunası
Henüz sağlam prensipleriniz var Ve hala diliniz Bahanelerinize tav Yamaladığım bulutların dikişleri sökük artık Mavi gökyüzüm kırık, çisil çisil düşkıran Biliyor musunuz bayım İçine çekilir bir şiir ölmeden..."
her satırı ,her cümlesi,her kelimesi bir ağıt gibi okudum defalarca. teşekkür ederim .yazan yüreğe çizen kaleme,hisseden gözyaşlarına