Ben insan
Ben insan!
Ben ki; Yaşamın karanlığına boyun eğen, Çaresiz bir gözyaşı gibi ömrün kıyısına akan, Yiten aşkı yürek sığınağına saklayan, İfade edilmesi güç düşünceleri, öğle vakti yitiren Ve hareketsizce gecenin kubbesine asılan, Çok yakın zaman önce, canlı ve gülümseyen varlığına İç içe geçmiş umutlarını armağan eden. Kederli gecelerde penceresine vuran yaprağı Kendinden biri sanan ve çocuğum diye okşayan. Ben düpe düz bir insan. Yoksul ama onurlu olanlardan. Rüzgâr türkülerine ve yalnız yatağına iç çeken, Sokaklarda tanımadığı vahşi gözlere bakıp, Onlar çirkin hücrelerine gitmekteyken, Karanlığın kadersizlik olduğunu anlatan. Dilsiz ay’a adının mavi ay olduğunu söyleyen, Onun gürültülü çığlıklarından korkan, fakat yinede Heykellerden, yapıtlardan, kudüsden daha kutsal Daha görkemli tapınaksın diyebilen -Ki dolunay halinde umutsuzların sönmeyen tek ışığı. Bakir ve bakirelere susayanlara, Aşkın kızıl renkte ve titreyişlerden ibaret olmadığını hatırlatan, Soğuk evine kafasını gömüp, Dışarıdaki vahşeti gece uykusunda izleyen, Sabah uyandığında gördüklerini, Ak kâğıtlara karalayıp, Zarafeti ve düzensizliği ile gözlere sunan, Söyleyin şimdi bana: İhtiyar olanlar, genç kızlarımız, delikanlılarımız Ve söyleyişime kulak veren kundaklık çocuğum, Hangimiz kaç kişiyiz? |
saygımla