Kokulu SakızlarSessiz odanın zifiri karanlığında şaklıyor kamçısı bir anın bir çocuk çığlığında zamansız bir yolculuk başlıyor istemsiz bir yüreğin gözlerine ellerinde hoş kokulu sakız kağıtları sımsıkı saklıyor avuçlarında/kanatırcasına gözlerinden dökülen yaşlar yapışıyor renkli kağıtlarına sakızların ve kopuyor bir yalvarış çığlığı yaralı dudaklarından ‘almayın onları neredeyse yaklaşmakta şafak vakti gece ile gündüz arasındaki tekinsiz eşiğe ramak vuruyor yelkovanın sesi perde perde sis iniyor en yakın bir gün evvelime sesleniyorsun yeniden ‘Seviyor musun beni evet oluyor cevabım ‘Kokulu sakızlar gibi acılı ağırlıklar göz kapaklarımın üstünde dikildi yere zincirler sıklaştı kumlar tutuştu dikenler hızla çoğalıyor içimdeki mahzenin kapağı kırıldı çiğ gün ışığı görmemiş anılar seneler geçince yıllanmış kin şarabı dolduruyorum kadehime sırtından bir okla yarılmışcasına kanıyor geçen zaman süpürüp atması gerekirken sen yok/sun ve yok kokulu sakızlar hala mümkün mü avuntu bulmak kalan rüya kırıntılarından Blackless |