Eylül(ö)tesi
dudağında yarım bir ezgiyle gitmişsin
anladım bu yüzden hırçın bütün dalgalar hep bu saatlerde özlüyorum ikimizi sesimde kırılgan şarkılar işte tam da bu saatlerde ölesiye seviyorum seni kısılırken sesim sonuna kadar... her adımda içimde büyür karanlık saçak altlarında uyuyan ürkek kuşlar gibiydi mutluluk tutulmayan tutunamayan düşen yağmur damlasında aramak aranmak gölgesinde yok olmak içimdeki uzaklıklarda boğulma zamanı... şimdi ben de gidiyorum direnmek nafile anladım ve sen bu şiiri okurken ben başka hecelerde intiharıma kılıf arayacağım zarif bir yalnızlığın kollarından yıkarak tüm aşk kalelerini mülteci gibi düşlerime sığınacağım anıları dayayıp şakağıma geceyi onikiden vuracağım dönsen de dön(me)sen de yalvarmayacağım başka iklimlerde yüzüme yakıştırdığın o acı buruk gülüşle kalacağım... öb |
yıkarak tüm aşk kalelerini
mülteci gibi düşlerime sığınacağım
anıları dayayıp şakağıma
geceyi onikiden vuracağım
dönsen de dön(me)sen de
yalvarmayacağım
başka iklimlerde yüzüme yakıştırdığın
o acı buruk gülüşle kalacağım...
çok güzel bir anlatımda. tebrik ediyorum.