Erkek ağladı, ben güldüm....Dün gece bir plak daha kırdım adına saat çok geçti aklına bile gelmedi uyanmak boş yere nadide bir kopyayı sen geleceksin diye şerefine kırılmış bir gönül misali gökyüzünde içirdim şehrin az!zleri serçelere deli bir rüzgar esti ne yaptım ne ettim bir türlü olmadı uyanmadın benim için bir kere bile Sesini kapattığım ağlayan bir erkeğin yorgan altında ağlıyorken gözleri seni düşündüm hiç olurun yok iken kentlerin yıkılış tarihine ait oldu hasretin eski bir deniz oluncaya kadar sesin eski bir deniz feneri oldu tüm sessizliğin aldattığımı zannettiğim tüm geçen saniyede o erkeğin gözleri kadar ıslak oldu yüreğim Sonbahar, kanlı elleriyle dokundu gözlerime saat çok geçti hem de çok genç olduğunu bile bile aşkının sakın ağlamayasın diye sen de bir kere tüm korkak adımlarımın peşi sıra namusundan titreyen bir azizenin dizinde tarattım uzamış hasretlik saçlarımı sen çok geç oldu bahanesi ile uyuyordun o erkek kanlı gözlerini sürtüyordu yorganına ellerim kanlı bir tarih yazdı, ellerin yanağında dün çok geç olduğunu bile bile gecenin topuklarına kadar sızlayan kanlı dolanımlarda hep aynı tekrar edilmiş sözler ısmarlamış aşk ihtilallerine hançer aradım rüya rüya bir saç teline dokundum biliyorum çok ayıp ettim yeniden saçların kadar küs ağaçların arasında dokunmaktan vazgeçtim erkek ağlıyordu bir başka şarkıya geçtim Umdum ki telefonun şarjı biter de o erkek daha fazla ağlamaz böyle karı gibi ben de yeniden uyumalar adına bir plak daha kırabilirim diye keşkelerin efendisine diz çöktüm Düşünmek iyidir dedim ama Shakespeare’nin kıllı göğsünde daha fazla bekletemedim kelimelerimi kırık plağın en keskin parçasını alıp elime saplamayı düşündüm en toplar damarıma kirli bir savaş olacağını bildiğim için kapattım tüm şarkıların sesini Erkek ağlıyordu erkek yakmıştı kalbini bir kızın sevgisi uğruna yeniden acıdım kendisine çok da umrundaymış gibi her sabah uyandığında artık çektiğin acının ne kadar aciz ve ne kadar sanal olduğuna şahit olup yorganımı bir asır daha fırlattım yüreğimden mutlu olmak için korkuları da sevmek lazım diyen şair kadar unuttum adını İlk kan çok kırmızıydı korktum ve yoruldum aynı sahneden Sonbahar çok yakışmıştı şehre gözlerin şimdi sahili ararken bir mısrayı dolamak istedim kanayan damarın acıyan kulesine "bir şans daha vermek aptalların işidir" erkek lanet olsun ağlıyordu hala şans istiyordu kızdan yeniden ben de seni düşündüm çok sevdiğini bildiğimden mutlu oldum gerçekten. Alo, ben plakçı .... |