Seni yürüdüm İstanbulSeni yürüdüm İstanbul , uzun merdivenlerini çıkarken canlandı konaklar , birbirlerinin yüzüne değdi insanlar ne kadar yakınmış dedim Avrupa bir köprü uzakta İstiklal caddesi , vitrinler, kiliseler , resim sergileri ne yakınmış soluğu , bir vapur dumanı , bir yokuş kadar ayağımı uzatsam Kız kulesi gözlerinden düşecek su boynu altın kolyesini serecek eteklerime inecek yıldızlar Çamlıca tepesinden, gelinler dinlenecek elimi uzatsam , parmağıma geçecek Boğaz köprüsü insan ışıltıları mı gemi parıltıları mı desem denizde kıpırtılar tarih mi beni soluyor , o ayrı mesele , evler gözlerimi alamıyorum eski el izlerinden, emekten yağan yağmur mu İstanbul mu ıslanıyor gözlerimde ağacını arıyorum Nazım,ın Gülhane parkında , ince uzun yollar nerede oturup yazdın sevdiğim , seni seviyorum sözlerini nerede gülümsedin , yürüdün ince adımlarını İstanbul kadar hassas ve yürekten güldün mü ? sanatkarlar sokağından az ilerde müzikler söyledin mi adımı üç kere derin derin soludun mu İstanbul,u ya dolum dolum doldun mu ? 1 6 2004 |
nice şiar edinmiş kişileri
şairleri kendine yöneltmiş
çekim merkezi olmuş sürekli
anlatım ve çağrışımlar hoşluğunda
sağlıcakla kalın