cam kırıkları
her yer cam kırığı
üstünden atlayıp geçsem? uzun atlama da yapmadım hiç niye koymazlar müfredata uzun atlama,uzun bacak mı ister? bacaklarım da kısa sayılmaz ama idmansız çıkılır m ıbu yolculuğa! belki üstüne dikkatle bassam... batar mı ayağıma? (bilseydim topuklu giyerdim) iri parçalar görünüyor da beni şu kum gibi dağılmış olanlar korkutuyor. sinsidirler bilirim ummadığın anda yakarlar canını mercek dayamadan ispat edemezsin varlığını ağlarsın,’’şımarık’’derler. susarsın ’’duyarsız’’ ne yapmalı bu vicdansızları! evinde bıraksa ya herkes camını,aynasını aman yaaaa! herkes geçmişse bu yoldan başarmamın bir kolayı olmalı. şu ilerdeki kadının rimeli mi akmış yoksa akşamdan kalma mı gözleri? ya,arkasındaki adam? hayata bir küfür mü salladı? ne ayıp! böyle insanları sokağa salmamalı. annesinin kucağındaki çocuk? gülümsüyor sanki,evet evet tek o mutlu bakıyor etrafa feri kaçmış gözlere bir tutam ışık saçıp. bilmiyorki ayağı yere bastığında anasının duyduğu acıyı tadıp katılacak ’’kanayanlar’’ordusuna. vazgeçtim ben... arkamdaki ’’tasasızlar’’topluluğu beni de alırlar herhalde aralarına. ha bir eksik,ha bir fazla. ’’geri dön,ileri marş’’ayaklarım! bakın,bu yolları az önce geçmiştik bıraktığınız izleri takip edin, yolu kolayca bulursunuz! inad ediyor sol ayağım basmamakta bu uzuvlar artık canımı sıkmakta beynim,yürü emrini vermedi mi hala? -öncesinde-eğil,bak,dedi. haydaaa! ne zaman kanadı bu topuk? beyinden cevap:sınırda. madem,kanadın bir kez tekrar ediyorum ’’geri dön,ileri marş!’’ giderken eve uğrayalım kestirmeden çatlak aynalarım vardı,sakladığım hepsini atacağım yollara sonra üstüne basa basa geçeceğiz acıdıkça,ağlayıp küfredeceğiz ama dönmeyeceğiz kağıttan kalelerimize varsın açık hedef olsun tenimiz oklara korkarak yaşamayıp,cesurca öleceğiz. |