Asıl selametMülke köle olup, dünyaya tapmak, Özgürlük sanılan, asıl esaret. El âleme değil, nefsine çatmak, Onu alt etmektir, asıl cesaret. Tahkiki olmayan, taklitte nedir? Lezzetler kabuğun, öz içindedir, Varlığın birliği, birden biredir, İlmi tevhit ile asıl ibadet. Âli kapısını, edeple çalıp, Oradan huzuru, resule varıp, Velayet şehrinden, dersini alıp, Hak’la Hak olmalı, asıl beşaret. Zikir ile başlar, tevhit halkası, Fiildir, sıfattır, Zat’tır arkası, Güruhu Naciye, talip fırkası, Görür ki bu yolda, asıl işaret. Yolsuz yolculukta, seyri sülük’ler, Yıldızlara benzer, bölük bölükler, Onları vahdete, bir iz sürükler, Âlemi ervaha, asıl alamet. Kaftan kafa uçup, Anka’ca kon’da, Elif yuvarlanır, O olur onda, Devir tamamlanıp, baş ile sonda, Kutsal bir düğündür, asıl nihayet, Bu bir gönül işi, akıllar almaz, Hakikat bahrine her insan dalmaz, İcmali tevhit’te, yaralı kalmaz, Gayete erince, asıl selamet, 13.09.20011…Mustafa Yaralı |