Gönülden gönüleEğer ki zikrinden, gafil olduysa, İzbelik içinde, paslandı gönül. Ne zaman kalbini, aşka kurduysa, Allah’la Allah’a, yaslandı gönül. İkilikten geçti, çokluktan bıktı, Ölmeden dünyayı, başına yıktı, Ehli harap oldu, saraydan çıktı, Şu mülkü fenada, yaşlandı gönül. Erenler elinden, bir bade alsa, Olanın bitenin, seyrine dalsa, İlimi çoğalıp, hayrette kalsa, Gözleri kayınca, taşlandı gönül. Ah etmeye değmez, şu dünya için, Başını ağrıttı, neden ve niçin? Farkına varınca, hiçlikte hiçin, Şimdi sevdiğine, şahlandı gönül. Âdem aynasından, bakıp görünce, Rayihalar alıp, izler sürünce, Sevgiliden gayri, her şey ölünce, Sevda ateşiyle, haşlandı gönül. Evveli ahiri, bir oldu şimdi, Zahirle batının, zevkleri sindi, Kar, bora, fırtına, kasırga dindi, Kurbiyet gelince, uslandı gönül. Yaralı devayı, bildi, anladı, Bu yüzden kimseden, merhem almadı, Boşluk deryasında, varı kalmadı, Yokluk âleminden, hoşlandı gönül. 30.08.2000…Mustafa Yaralı |
Birinci kıtada (olduysa ,kurduysa arasında kafiye yoktur),beşinci kıtada(görünce,sürünce arasında olsa bile ölünce sistemi bozuyor),son kıtada(anladı,almadı,kalmadı burada anladı düzeni bozuyor)
Mustafa Yaralı Beyi takip eden biri olarak bu tür kafiye hatalarını çok rahat düzeltebileceğine inanıyorum.Saygımla...